Translate

9 Nisan 2020 Perşembe

ZÜBÜK (1980) - Aziz NESİN


Yönetmen: Kartal Tibet, Yönetmen Yardımcısı: Hasan Tolgar, Zafer Par, Görüntü Yönetmeni: Çetin Gürtop, Kamera Asistanı: Hakan Gürtop, Eser: Aziz Nesin, Senaryo: Atıf Yılmaz, Müzik: Esin Engin, Işık Şefi: Şevket Yılmaz, Dublaj Yönetmeni:İ Orhan Aykanat, Sesleri Alan: Erkan Esenboğa, Montaj: Mevlüt Ekinci, Negatif Montaj: Turgut İnangiray, Renk Uzmanı: Sabahattin Hoşsöz, Llaboratuvar: Selahattin Kaya, Prodüksiyon Amiri: Yüksel Tanık, Ahmet Akdoğan, Yapım: Erler Film/Türker İnanoğlu, (Yeni Lale Film Stüdyolarında hazırlanmıştır.)

 Oyuncular: Kemal Sunal, Nevra Serezli, Bülent Kayabaş, Kadir Savun, Osman Alyanak, Alpay İzer, Metin Serezli, Şemsi İnkaya, Bilge Zobu, Zeki Alpan, Nubar Terziyan, Ali Şen, Memduh Ün, Hüseyin Kutman, Nevzat Okçugil, Reha Yurdakul, Nejat Gürçen, Mesut Sürmeli, Seyfettin Karadayı, Nevzat Açıkgöz

Konu: İbrahim Zübükzade (Kemal Sunal) mesleğinden ihraç edilmiş bir siyasetçidir. Sözünde durmayan, ahlaksız bir adamdır. Gazeteci Yaşar (Metin Serezli) gazetede yayınlamak istediği yazı dizisi için Zübükzade’nin yaşam öyküsünü öğrenmek ister. Gittiği köyü Gülören’de karşılaştığı köylüleri Zübükzade’yi nefretle anarlar. Yaşar’ın köylüden aldığı bilgiye göre Zübük iş hayatına bir dairede katip olarak başlamış, kısa sürede aldığı rüşvetlerle zengin olup çıkmıştır. Foyası ortaya çıkınca kovulan Zübük, Destek Partisi’ne girip yağcılıkla ocak başkanlığına yükselir. Girdiği her yere de rüşveti bulaştırır. Muhalefet partisinden olan Kadir Ağa’nın (Kadir Savun) kızı Yektane’yi (Nevra Serezli) evlenme vadiyle kandırıp birlikte olur. Ama çetin ceviz Yektane, silah zoruyla Zübük’ü nikah masasına oturtur. Uyanık Zübük, partili partisiz herkesi öylesine birbirine düşürür ki, sonunda halk onun belediye reisi olması için neredeyse yalvarır. Aklı sürekli şeytanlığa çalıştığı için kendisine kurulan komploları da birer ikişer savuşturan Zübük, kendini milletvekili seçtirir. Tüm bu anlatılanlara çok şaşıran kurt gazeteci Yaşar, Zübük’le yüzyüze konuşmaya gider. Zübük, tüm yüzsüzlüğü ile, köylüyü, kasabalıyı, giderek tüm halkı kötüleyip, kendisinin ne denli dürüst ve vatansever bir politikacı olduğunu öyle bir anlatır ki; Yaşar Zübük’e neredeyse acımaya başlar. Ama giderayak Zübük’ün kendisine de oynadığı bir oyun aklını başına getirir. Çirkin politikacıların elinde çaresiz kalan halkın her zaman haklı olduğunu anlar...

& Aziz Nesin "Zübük"te Türk demokrasisinin hasta, sağlıksız yanlarını, bu sağlıksız mekanizmanın ortaya çıkardığı içtensizlik, üç ­kâğıtçı, çıkarcı politikacı tipini ele alır. Ocak ve bucak örgütlerinin varolduğu 1950'lerden başlayıp, "mebus pazarlarının kurulduğu, "yüzer - gezer aylar"ın getirdiği son yıllardaki yeni gelişimlere dek uzanan geniş bir panoramadır bu... Siyasal konulara, gerek ciddi, gerek taşlama düzeyinde eğilme geleneği yoktur sinemamızda... (Oysa gazete köse ve mizah yazılarından karikatürlere, halk ağzın­da dolaşan fıkralardan haftalık dergilere dek, bu konuda deneyi ve ustalığı olan bir toplumuz) Bağnaz bir sansür anlayışı, sinemada politik taşlamayı hoş görmemiş, olanaksız kılmıştır.

"Zübük" öncelikle bu çemberi kırıyor. Aziz Nesin'İn eleştirisi­ni, hemen hiç yumuşatmadan, özünü koruyarak sinema perdesine getiriyor. Yakın demokrasi tarihimizin unutulmaz bazı olaylarını, oluşumların, tiplerini, kurumlarını tatlı tatlı hicvediyor film... Zübük’zade İbrahim beyin yükselme serüveni, biraz kaba çizgilerle de verilmiş olsa toplumumuzun 30 yıllık yakın tarihinden birçok şeyi simgeliyor. Kemal Sunal'in alışılmışın dışında ustaca, nüanslı biçimde çizdiği Zübük’zade İbrahim’i ise hayal gücünüze göre istediğiniz siyasal  liderimizle özdeşleştirebilirsiniz. . Zübük", Kartal Tibet için de bir aşama... Anlatım kıvraklığı, kalabalık dış sahnelerdeki başarısı, oyuncu yönetimi ile Tibet, ustası  Atıf Yılmaz İçin düşünülmüş bir filmden yüzünün akıyla çıkıyor, "..."Zübük''ün böylece sinemamızdaki en katılaşmış, en kalıplaş­mış tabulardan birini kırmak, politikayı, politikacıyı,, toplumun poli­tik gelişmesini perdeye getirebilmeyi sağlamak yolunda öncü ve yol açıcı bir işlevi göreceği de umulur. “[1]


[1] Atilla Dorsay “12 Eylül Yılları ve Sinemamız”  Eleştiri  aynı zamanda Cumhuriyet Gazetesinin 28.11.1980 tarihli nüshasında yayınlanmıştır. (y.ö)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder