Translate

10 Nisan 2020 Cuma

BÖCEK (1994) - Erhan Bener


Senaryo ve Yönetmen: Ümit Elçi, Görüntü Yönetmeni: Colin Mounier, Yardımcı Yönetmen: Ali Yaylı, Yönetmen Yardımcısı: Serpil Kurtça, Kamera Asistanı: Metin Balekoğlu, Eyüp Boz, Sanat Yönetmeni: Annie G.Pertan, Sanat Yön. Yrd: Cemal Alpan, Yürütücü Yapımcı: Ahmet Şişman, Yardımcı Yönetmen: Şükran Elmalıoğlu, Ali Yaylı, Kurgu: Aytuğ Aydın, Kurgu Asistanı: Ayşe Ertung, Müzik: Cem İdiz, Script: Figen Şakacı, Işık Şefi: Nezih Yücel, Işık Teknisyenleri: Berzan Yücel, Murat Büyük, Special Efect: İbrahim Önen,  Makyöz: Nevin Barut, Set Fotoğraf: Ayşem Çelikiz, Jenerik: Özkan Sevinç Semihan Sevinç, Grafik: Print A.Ş., Belgesel Kamera: Serdar Pehlivanoğlu, Dolly Operatörü: Kenan Bal, Set Teknisyenleri: Taci Erşan, İbrahim Tekin, Ulaşım Sorumlusu: Tayfun Yaylı, Ulaşım Görevlileri: Sedat Keskin, Ahmet Karaköse, Orhan Paksoy, Basın-Halkla İlişkiler: Serap Engin, Yapım Koordinatörü: Eren Merzeci, Aksiyon Kiralama Servisi: Deniz Bayar, Film Yıkama: Ekrem Şen, Arif Şengül, Film Baskı: Veli Burç, Uğur Orbay, Negatif Montaj: Tamer Eşkazan, Renk Düzeltme: Türker Vatan, Uğur Orbay, Seslendirme Yönetmeni: Nevzat Çankara, Ses Mühendisi: Erkan Esenboğa, Ses Kayıt Ast: Metin Çeşmebaşı, Efektör: Ayhan Arlı, Yapım: Aksiyon Film/S. Kadir Yılmaz,  “Kültür Bakanlığı katkılarıyla” (Şafak Film Stüdyolarında hazırlanmıştır)

Oyuncular: Halil Ergün (Recai), Nurseli İdiz (Binnur), Füsun Demirel (Haşmet), Meltem Cumbul (Genç Kız), Levent Güner (Serdar), Mustafa Suphi Baltacı (Kayınpeder), Saime Bekbay, Erdoğan Seren (Dayı), Elif Kramer (Komşu Kadın), Erdoğan Sıcak (Bakkal), Münir Akça (Adli Tabip), Orhan Gözen (Dolmuş Şoförü), Sevil Nursan (Suçlu Kadın), Cem Akman (Karakol Müdürü), Ali Yaylı, Murat Aydın (Genç Mutemet), Nazım Yılmaz (Militan), Kâmil Korunan (Torpilli Genç), Muhlis Asan (Garson), Ayşe Selen, Arda Esen (Âşık Genç), Yusuf Atala (Arabalı Genç), Burhan İnce (Mutemet), İhsan Ustaoğlıu (Kalfa), Emrah Özkaya (Genç Recai), Tuğçe Çintan (Kızkardeş), Cengiz Deveci (Ambulans Doktoru), Lütfü Özdemir (Şube Müdürü), Ali Zebi (Nikah Memuru), Öldürülen Militanlar: Ali Yaylı, Şahine Hatipoğlu, Mustafa Yeşil, Mehmet Öcalan, Salih Çuhadaroğlu (1.Polis), Latif Akgedik (2. Polis), Şevket Yıldız (3. Polis), Turgay Güllüoğlu (4. Polis)

Konu: Bir polisin ölümünden önceki son günlerinin öyküsü. Komiser Recai bey (Halil Ergün), yeni taşındığı evinde geçmişe dönerek kendi kendiyle hesaplaşır. Kendi yüzünden ölen kız kardeşi, onu suçlayan ailesi, karakola suçlu olarak getirilen astım hastası genç kızla (Nurseli İdiz) evlenişi, ama bir kez bile onunla sevişememesi... Recai bey sonunda geçirdiği bunalım sonucu penisini keser.

Ödül:
u 32. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde;(1995)
S "En İyi Film" ve Halil Ergün "En İyi Erkek Oyuncu" “[1]
u9. Adana Altın Koza Film Festivali'nde;
S "En İyi 2. Film"
SHalil Ergün "En İyi Erkek Oyuncu"
uMagazin Gazeteciler Derneği seçiminde;
S "En İyi Film"
SHalil Ergün "En İyi Erkek Oyuncu",
u SİYAD (Sinema Yazarları Derneği) seçiminde (1996);
S"En İyi 2. Film"
SHalil Ergün "En İyi Erkek Oyuncu",
SFüsun Demirel "En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu"

&  Franz Kafka'nın kahramanı, bir sabah uyandığında kendisini kocaman bir hamam böceğine dönüşmüş bulmuştu. O zamandan beri insanlarla böcekler arasında garip bir bağ vardır: çevrelerindeki kimi  insanları ezilmesi gereken iğrenç böcekler olarak gören ruh hastaları, aynı biçimde günün birinde öyle bir böceğe dönüşmekten ve bir böcek gibi ezilmekten ürker dururlar. . .

Edebiyatımızın tam anlamıyla hakkı verilmemiş en ilginç yazarlarından biri saydıgım Erhan Bener, bilmiyorum bu romanı yazarken derinden derine Katka'yı mı düşündü? Ne olursa olsun yoğun bir psikolojik derinliği ve oldukça kusursuz bir insan portresi çizme özelliği var bu romanın... Ve aslında sinemalaştırılması kolay olmayan böyle bir yapıta sarılmakla, Ümit Elçi baştan bir cesaret örneği vermiş denebilir.

Ama Ümit yüreklidir. Daha önce de Tarık Dursun'un Kurşun Ata Ata Biter, Çetin Altan'ın Bir Avuç Gökyüzü gibi zor romanını başarıyla filme almış, Kürt aşk masalı Mem- u Zin' de ise, efsanenin naifliğine gerekli görsel karşılığı bulamadığından, müsamere düzeyini pek aşamamıştı.  Anlatılan, polis memuru Recai'nin öyküsüdür. Bir rastlantı sonucu polis olmuştur. O yoksa herhangi başka bir iş de yapabilirdi. Toplumumuzun baskıcı düzeninin ve bireyselliği ezen koşullarının yarattığı bir ruh hastasıdır o, biraz da kuşkusuz kişisel, belki de kalıtımsal özeliklerinin de katkısıyla... En hafifiyle sevgisiz, hoşgörüsüz, nefret yüklü bir insandır. Kadınlardan, gençlerden, aydınlardan ve hemen herkesten eşit ölçülerde nefret eden...




[1] Jüri Üyeleri: Hulki Saner (bşk.), Müjde Ar, Zeynep Avcı, Burçak Evren, Şerif Gören, Prof. Ünsal Oskay, Doç.Dr. Latife Mamıkoğlu


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder