Translate

30 Ekim 2022 Pazar

 ANKARA EKSPREDİ (1952) Esat Mahmut Karakurt



Romancımız Esat Mahmut Karakurt’un 1946 yılında yazdığı Ankara Ekspresi, Aydın Arakon’un senaryo ve rejisiyle 1952 yılında çekilir.  Filmin Görüntü Yönetmenliğini yapan İlhan Arakon, Yapım: Atlas Film / Nazif Duru

Oyuncular: Turan Seyfioğlu, Zeynep Sırmalı, Ilonka Molnar, Nubar Terziyan, Atıf Kaptan, Bakiye Fayasof, Mümtaz Ener, Celal Sururi, Ali Sururi  

Konu: "Ankara Ekspresi", 1946 yılında, II. Dünya savaşının hemen ardından yayınlanmış. Yazarın, savaş yılları Türkiye'sindeki bir casusluk öyküsünü işlediğini görüyoruz. Türk ordusunun gözü pek istihbarat subaylarından Binbaşı Seyfi ile, Alman ajanları arasında İstanbul-Ankara hattında geçen bir casusluk öyküsü bu. Dönemin güçlü devleti Almanya, Türkiye'yi de istila etmek istemektedir. Bu amaçla, aralarında çok güzel bir kadın olan Frolein Hilda'nın da bulunduğu en gözde elemanlarıyla İstanbul'a gelirler. Harekâtın başlama parolası "Ankara Ekspresi"dir. Öykünün sonunu tahmin etmişsinizdir herhâlde; kahraman Türk Binbaşısı Seyfi oyunlarını bozar, Hilda'yı da çekip alır Nazilerin elinden

 

SON GECE (1952) Esat Mahmut Karakurt

   

  Filmlerimize hayat romanlardan iki kez sinemaya uyarlanan filmlerden biri de yine Sami Ayanoğlu’nun senaryosundan ve rejisinden çıkan bir film.  Bu filmin Foto Direktörü: Aram Hugosyan, Yapım: Işık film / Agop Fındıkyan.

       Oyuncular: Gül Gülgün, Talat Artemel, Atıf Kaptan, Muhip Arcıman, Şaziye Moral, İbrahim Delideniz, Vedat Karaokçu, Alev Sururi, Şevkiye May, Aziz Basmacı, Ayfer Feray 

     Konu: 1916 yılı kış aylarında Birinci Dünya Savaşı bütün cephelerde şiddetle devam etmekteyken Romanya’yı işgal etmiş olan müttefik ordularına mensup Türk kuvvetleri Romanya topraklarında ilerliyordu. 

 Ev sahibi, emekli general (adının Mihailescu olduğunu sonradan öğreneceğimiz sert asker, biraz da kapıyı kırdıklarına kızdığı için), onbaşıyı yaralayınca, öldürülür. Kızı Maria'nın kurşunu Yüzbaşının kolunu sıyırıyor (romanda iki parmağı sakat kalır).

     Faruk elinin değil ama Generalin acısını film boyunca çekecektir. ‘Türk Zabit’ten nefret eden güzel Maria, ‘tayyareci’ abisi Polivas tarafından halalarının yanına götürülür.

     O günlerde, Yüzbaşı Faruk, Kolordu Kumandanlığından, bataryası ile 5 km. kuzeydeki İveski kasabasını ele geçirmek emrini alır. İlçe halkı, belki de Faruk’un tertemiz, güzel yüzünün etkisi ile Türk kuvvetlerine dostça davranıyor. Belediye Başkanı Radilescu ona ‘kasabanın en güzel evini tahsis eder’. Kahramanımız, yeğeniyle yaşayan yaşlı bayanın evinde yaşamındaki en ‘garip ve umulmaz tesadüfü’ yaşayacaktır. 

 

ALLAHAISMARLADIK (1951) Esat Mahmut Karakut


 Esat Mahmut Karakurt’un 1936 yılında yazdığı ve aynı yıl basılan üçüncü romanı Allahaısmarladık, aynı isimle Türk tiyatrosunun usta aktörlerinden Sami Ayanoğlu’nun senaryo ve rejisiyle sinemamıza kazandırılan film olmuştur. Foto Direktörü: Kriton İlyadis, Yapım: Lâle Film / Cemil Filmer

  Oyuncular: Gülistan Güzey, Suavi Tedü, Reşit Gürzap, Sami Ayanoğlu, Hadi Hün, Samiye Hün, Refik Kemal Arduman, Sadri Alışık, Rafet Gülerman, Perihan Altındağ

Konu: Allahaısmarladık, Kurtuluş Savaşı yıllarında, Kuvayı Milliye’ye mensup bir deniz subayı ile işgal kuvvetleri komutanının kızı arasında filizlenen aşkın çarpıcı serüvenini konu almaktadır. 

İstanbul işgal altındadır. Anadolu’ya cephane kaçırmaya çalışan Kuvayı Milliyeciler bir yandan işgal kuvvetlerine bir yandan da işbirlikçi Osmanlı güçlerine karşı mücadele etmektedirler. Kurtuluş savaşımızın tam ortasında imkânsız gibi görünen bir aşk filizlenir. İşgal kuvvetleri komutanının kızı Betty ile gizliden gizliye Kuvayı Milliye için çalışan ve işbirlikçi binbaşı eniştesini bile vatanı için öldürmekten kaçınmayan Yüzbaşı İzzet Bey’in tutkulu aşklarını nasıl bir son beklemektedir?  

   Gülistan Güzey 1952 yılında Yıldız Mecmuası’nın okurları arasında düzenlediği “Yıldız Mükâfatı” yarışmasında, bu filmdeki başarısı nedeniyle En İyi Kadın Oyuncu ödülü almıştır. 

 

ESAT MAHMUT KARAKURT (1902 - 1977)  

   


  İstanbul’da doğan yazar, Türk Edebiyatında birbiri ardına yazdığı aşk ve macera konulu romanlarıyla zamanın en çok okunan romancılarından biriydi. Popüler edebiyat türünün en iyi örneklerini veren Karakurt, Şura-yı Devlet üyesi Urfalı Mahmut Nedim Bey'in oğludur.

     Önce, Kadıköy Sultanisi'ni, 1924 yılında İstanbul Diş Hekimliği Okulu'nu ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi ve sırasıyla yazarlık, gazetecilik, Galatasaray Lisesi'nde Türkçe öğretmenliği yapmış siyasete de atılarak; 1954-1960 arasında Urfa milletvekili, 1961-1966 arasında senatörlük görevlerinde bulunmuştur. İlk yazıları muhabir olarak çalıştığı Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yayınlandı. Daha sonra çalıştığı İleri, İkdam, Cumhuriyet, Tasvir, Yeni Sabah gibi gazetelerdeki polisiye olayları konu alan röportajlarıyla tanındı. Küçük öyküler yazdı. 

     Türk romanında çok önemli bir yeri olan Batı’nın popüler edebiyatını kendisine örnek almış ve çalışmalarını bu tarz üzerinde sürdürerek, büyük okur kitleleri tarafından sevilen roman sanatının ileriki dönemde Türk edebiyatında önemli bir yer edinmesine katkıda bulunmuştur. Esat Mahmut Karakurt'un yazdığı yıllarda, romancılığımızın birkaç koldan ilerlediği görülür. Bir yanda milli edebiyat akımı temsilcilerinin, bir yanda toplumcu çizgideki yazarların ve son olarak aşk/macera temalarını işleyen romancılarımızın ard arda eserler verdiği bu dönemde, onun tercihi, cumhuriyet ideolojisine uygun aşk ve macera öyküleri yazmak olmuştu. 

     Esat Mahmut Karakurt 1926 - 1960 yılları arasında toplam 16 roman yazmış ve bu romanlar, sadece okuyucusu tarafından okunmakla kalmamış, Türk sineması ve sinemacılığına da kaynak teşkil etmiştir. Bu 16 romandan 26 film senaryosu yazılmış ve aşağıda inceleyeceğimiz filmler de, Türk sinema seyircisine kazandırılmıştır. Eserleri sinemada en çok kullanılan romancılarımızın başında yer aldığını da belirtmelim.