Yönetmen: Mustafa Altıoklar, Senaryo: Metin kaçan,
Mustafa Altıoklar, Görüntü Yönetmeni: Ertunç Şenkay, Yapım: Belge Film /
Sabahattin Çetin – Söz Film / Müjde Ar – Özen Film / Mehmet Soayaslan – Focus
Film (Macaristan) – Les Films Singuliers (Fransa) – Eurimages ve Kültür
Bakanlığı
Oynayanlar: Müjde Ar, Okan Bayülgen, Mustafa Uğurlu,
Savaş Dinçel, Burak Sergen, Sevda Ferdağ, Aysel Gürel, Zafer Algöz, Küçük
İskender, Serra Yılmaz, Levent Erim Nilüfer Aydan Zühtü Erkan, Balık Ayhan, Ege
Aydan, Yeşim Tan, Bennu Gerede, Emrah Kolukısa, Ülkü Ülker, Naci Taşdöğen,
Emrah Kolukısa,Yeşim Tan, Fatih Akyol
Konu: Olaylar 1970’lerin İstanbul’unda dinsel ve
kültürel açıdan farklı yapıdaki insanların iç içe yaşadığı, her türlü şiddetin
kol gezdiği Kolera Sokağı’nda geçer. Rum dilberi Fahişe Tina, sokaktaki Berber
Ali’nin kiralık evine taşınır. Ali, sokağın sayılan ve sevilen saygın
kişilerden biridir. Ahlaki değerlere sıkı sıkı bağlı kendi halinde sakin bir
yaşam süren Berber Ali’nin oto tamircisi oğlu Salih Tina’ya sırılsıklam aşık
olur. Kabadayılığa özenip bir kimlik arayışı içinde olan Salih’in kendine örnek
aldığı kişi ise, mahalleyi haraca kesen Arap Sado’dur. Sado’nun yerinde gözü
olup onun yerine geçmeye çalışan sokağın bitirimlerinden Reis Tina’ya asılınca
işler karışır. Taraflar arasında kanlı hesaplaşmalar başlar. Arap Sado, Reis’in
adamları tarafından pusuya düşürülüp kalleşçe öldürülünce bu kez Salih devreye
girer, Sado’dan kalan ünlü sustalısıyla ve sokağı teslim alan Reis’i temizler.
- Kamera geriye doğru kayarak
tipik bir Tarlabaşı sokağını gitgide daha geniş biçimde kavramaya başlar. Bu
sokak, film süresince tam bir sahneye dönüşecektir gündüzleri bin bir renkli
kişiliğin kol gezdiği, geceleri ise fondan verilmiş garip bir ışıkla aydınlanarak
mistik bir niteliğe bürünen bir hayat sahnesi... O sahnede, asıl adıyla
Tayyare, halkın verdiği adla Kolera Mahallesi'nde iki saat boyunca bir dizi
harikulade macera yaşanacaktır. Film, tiyatro, bale arası gidip gelen kendine
özgü bir yapının içinde...
"Ateş çemberi içinde
sarılmıştır" Kolera Mahallesi... Kenti saran yanlış yerleşim, kaçak
yapılaşma, yasasızlık, baskı, terör, trafik, yoksulluk ve suç çemberi, Haliç'in
yanı başında, çingene kültürünün damgasını vurduğu bu yoksul semti kuşatmaktadır.
Aslında ülkenin çeşitli yerlerinden gelen farklı köken ve inançlardan olsalar
da, yöre halkı bir kez Roman (çingene) damgasını yemiştir onlar hırsızdır,
onlar kapkaççıdır, onların ahlak anlayışları sakattır, onlar hırsız, pezevenk,
oğlan/oğlancı ya da fahişedir... Onlar toplumun arka yüzü, görmek istemediği
insan müsveddeleridir. Oysa onların da öylesine geniş bir yüreşi, öylesine dolu
dolu bir yaşamı vardır ki...
Metin Kaçan'ın
romanı, 1990 yılında edebiyat dünyamızın ortasına bir bomba gibi düşmüştür.
Kaçan da son 10-15 yılda farklı ve marjinal semtleri, mekanları ve yaşantıları
getiren yazarlarımıza katılmıştır böylece Latife Tekin'in gecekonduları,
Murathan Mungan'ın Tophane hamamları, Küçük İskender'in eşcinsel kulüpleri
gibi... Tüm bu yazarlar gibi Kaçan da anlattığı farklı yaşama uygun bir yeni
dil icat etmiştir, sanki Ağır Roman'ın Türkçesi, Türkçe koruyucusu
yazarlarımızı çileden çıkaracak kadar farklı bir dildir. ([1])