Translate

30 Ekim 2024 Çarşamba

- HABİP BEKTAŞ -

HABİB BEKTAŞ (1951

     Öykü ve roman yazarı, şair. Okuma-yazma öğrenecek kadar okula gitti. Türkiye'de çeşitli işlerde çalıştı. 1972'de iş göçüyle Almanya'ya gitti. Değişik işlerde çalıştıktan sonra kendi iş yerini kurdu. Öykü ve romanlarının yanında şiirler de yazdı. Türkiye’de ve Almanya'da çeşitli kitapları yayımlandı. Habib Bektaş, kimi romanlarında ve öykülerinde Almanya’ya çalışmaya giden, ama orada kendi küçük dünyasının sınırları içinde sıkışıp kalanların trajik öyküsünü, yabancısı olduğu o dünyadaki yalnızlığı içinde bunalan insanları anlattı. Gurbetçilere sıcak ve yalın bir dille, içtenlikle yaklaşırken; yabancılara önyargıyla, duyarsızca yaklaşan Almanların da kendi sorunlarını, bunalımlarını başarıyla dile getirdi.

   
Eserleri

     Roman: Hamriyanım (1990), Bana Bir Şiir Oku  (1990), Gölge Kokusu  (1997), Cennetin Arka Bahçesi (1999).

Öykü: Ben Öykülere İnanırım (2001). 

Şiir: Erlangen Şiirleri. 

Diğer Eserleri: Kapıkule Nerede, Adresinde Yoktur, Yorgun Ölü, Uyuşturucu Batağı, Söz'ü Yurt Edindim, Belagerungs des Lebens, Reden die Sterne? Mein Freund der Opabaum (1997), Das Vergessene Waschsen, Das Landerspiel.

 

YABAN GÜLÜ (1970) "Güzide Sabri Aygün"

 

Daha önce 1961 yılında çekilen filmin ikincisini yöneten Ümit Utku, Bu sefer senaryoyu 5 kişi yazmış.  Atıf Yılmaz, Yılmaz Güney, Bülent Oran, Safa Önal, Selahattin Burçkin, Ümit Utku, Kamera: Enver Burçkin, Yapım: Kervan Film/Ümit Utku

    Oyuncular: Ediz Hun, Engin Çağlar, Zeynep Aksu, Suzan Avcı, Aliye Rona, Muzaffer Tema, Nisa Serezli, Mine Soley, Tolga Aşkıner, Mahmure Handan, Nuri Tuğ, Birol Işın

    Konu: Leyla, kimsesiz bir köylü kızıdır. Çok küçük yaşta zengin bir iş adamı tarafından evlat edinilir. Yalıda büyüyüp kolejden mezun olur. Ancak bu mutluluğu eve bir yabancının gelmesiyle yıkılır. Babası evlenmiştir. Üvey annesi Leyla’ya evlatlık olduğunu söyler. Genç kız yıkılmıştır. Ancak babasının sevgisine güvenmektedir. Amcasının oğlu Feridun, o günlerde yurt dışından gelir. Eğitimini tamamlamış, iş hayatına atılmıştır. İki genç daha ilk günden birbirini sevmiştir. Ancak aralarında derin bir uçurum vardır. Yengesi, evlatlık olan Leyla’yı istemez. Gururu incinen Leyla, geri dönemeyeceği bir yemin eder. Yalnızlık günlerinde elinden tutacak tek kişi Celil’dir.

ÖLMÜŞ BİR KADININ MEKTUPLARI (1969) "Güzide Sabri Aygün"

 

Güzide Sabri'nin 1905 yılında yazdığı ve 1956 yılında Metin Erksan-Semih Evin'in rejisiyle çekilen "Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi" bu kez "Ölmüş Bir Kadının Mektupları" adı altında Yönetmen: Ülkü Erakalın tarafından filme akatarılır. Senaryo: Memduh Ün, Orhan Elmas, Duygu Sağıroğlu, Kamera: Cahit Engin, Yapım: Uğur Film/Memduh Ün,

Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Ediz Hun, Peri Han, Müfit Kiper, Uğur Kıvılcım, Nedret Güvenç, Şaziye Moral, Diclehan baban, Asım Nipton, Hüseyin Baradan, Suzan Avcı, Handan Adalı, Semih Sezerli 

Konu: Film, Fikret ile Nejat’ın imkânsız aşkını konu alır. Fikret kalp hastasıdır. Doktor Nejat’ın tedavisi hastalığına iyi gelir. Fikret, Nejat’a âşık olur. Fakat Nejat evlidir. Bunu öğrenen Fikret, babasının isteğiyle Büyükada’da köşkü olan yaşlı Sait Bey ile evlenir ve bir kızları olur. Nejat’ın karısı Mediha, Sait Bey’in yeğenidir. Fikret’in aşkından sinir buhranları geçiren Nejat’a iyi gelmesi için Sait Bey’in köşküne gelirler. Bu karşılaşma Fikret ile Nejat’ın aşkını körükleyecektir.

 

HİCRAN GECESİ (1968) "Güzide Sabri Aygün"

 

    Senaryo ve Yönetmen: Osman F. Seden, Kamera: Cengiz Tacer, Yapım: Kemal Film / Osman F. Seden, 

      Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Ediz Hun, Muzaffer Tema, Sezer Güvenirgil, Feridun Çölgeçen, Çolpan İlhan, Hüseyin Zan, Ali Ekdal, Nezihe Güler 

  Konu: Filmde, aynı erkeğe âşık olan üç kadının hikâyesi anlatılır. İlhan, ailesini kaybettikten sonra amcasının yanında sığıntı olarak büyümüş genç bir kızdır. Ailenin üvey kızı Sevda ve yengesi onu sürekli hor görürler. Sevda, kendisinden yaşça büyük olan zengin Reşit Bey ile evlenir. Bu sırada İlhan, Reşit Bey’in manevi oğlu Celal ile tanışır ve kısa sürede birbirlerine âşık olurlar. Fakat Sevda da Celal’e ilgi duymaya başlar. Reşit Bey’in yurtdışından gelen kızı Emel’in de Celal'e ilgi duymasıyla Celal kendisini seven üç kadının arasında bulur.

 

YABAN GÜLÜ (1961) "Güzide Sabri Aygün"

 

Yönetmen: Ümit Utku, Senaryo: Atıf Yılmaz, Yılmaz Güney, Kamera: Kâzım Koşkan, Yapım: Kervan Film/Ümit Utku

Oyuncular: Göksel Arsoy, Leyla Sayar, Nebahat Çehre, Gönül Bayhan, Atıf Kaptan, Aysel Tanju, Samim Meriç, Aydın Demir, Mualla Sürer, Gül Çin, Sevim Çağatay

Konu: Kamyon Şoförü baba hamile eşine doğuma götürürken yolda kaza yapıyor, her ikisi de ölüyor, doğmamış bebek köylüler tarafından bulunuyor. Evlat edinen çok çocuklu köylü, doğumda eşi ve çocuğunu kaybeden yalı sahibi, güngörmüş İstanbul Beyefendisi Rahmi Bey'e (Atıf Kaptan) evlatlık veriyor.  

Leyla yirmi yaşına gelince Amerika'da eğitim görmüş petrol mühendisi akraba çocuğu Feridun’a âşık oluyor tabiki karşılıksız değil. Diğer taraftan yalı komşuları sakat paşazade Celil' de Leyla'ya âşıktır. Feridun'un asalet meraklısı annesi aşka müdahil olunca, Leyla Celil'e kalıyor. 

Romanda ise konu daha başkadır. “Bursa’nın ufak, şairane manzaralı bir köyünde, çamur sıvalı, toprak damlı bir kulübesinin basık çatısı altında dünyaya” gelen Leylâ da, şimdi İstanbul’da, müteveffa Rahmi Bey’in varlıklı konağında yaşamaktadır. Leylâ bir yabangülü’dür. Leylâ çocukluğu boyunca ‘evlâtlık’ olduğunu öğrenmemiştir. Ama Rahmi Bey evlenip, Pakize Hanımefendi de konağın tek hâkimi olmak isteyince durum değişir; hanımefendi, Leylâ’ya asıl yerini sık sık hatırlatır.

 

ÖLMÜŞ BİR KADININ EVRAK-I METRUKESİ (1956) "Güzide Sabri Aygün"

  Romancımızın 1905 yılında yazdığı romanın senaryosunu yazan Metin Erksan. Yönetmen: Semih Evin
[1]) ve Metin Erksan, Görüntü Yönetmeni: Manasi Fimeridis, Yapım: Türk Export Film

 Oynayanlar: Sezer Sezin, Kenan Artun, Temel Karamahmut, Müfit Kiper, Altan Karındaş, Şaziye Moral, 

 Konu: Fikret anılarını tuttuğu defterde anlatmaktadır "Annesi ölünce babası tekrar evlenir, üvey annesi kalp hastası Fikret'i yaşlı zengin bir çiftlik sahibi ile evlendirir. Oysa Fikret tedavisini yapmakta olan Dr. Nejat'ı sever. Doktor evlidir ve iki çocuğu vardır. Fikret çocukları düşünerek doktorun evlenme teklifini kabul etmez. Nejat bir gün karısı ile çiftliğe gelir, karısı Fikret'in kocasının (Sait Bey'in) yeğenidir. Fikret ise doktoru eskiden tanıdığını gizlemiştir. Nejat'ın karısı bundan şüphelenir. Fikret kadının bu şüphesini gideremez, aralarında ki konuşmayı Sait Bey duymuştur. Fikret'in kocasının farkına varınca birden susması Sait Bey'i intihara benzer bir ölüme sürükler Üzülen, kalbinden hasta Fikret ağırlaşır gelen Dr. Nejat'a gizli (fakat temiz) aşkını ve son dileklerini söyler gözlerinden öpmesini ister. Fuat anı defterini ve kızı Nedret'i kuzeni Suat'a emanet eder. 

 



[1] Bu filmi çekmekte olan Metin Erksan, Askere gittiğinden filmi Semih Evin tamamlamıştır

GÜZİDE SABRİ AYGÜN

 GÜZİDE SABRİ AYGÜN 
(1886 -1946)

Babası Adliye Nezareti memurlarından Salih Reşat; annesiyse, şair Koniçeli Kâzım Paşa’nın yeğeni Nigâr Hanım. Ayşe Güzide, Çamlıca’da Koşuyolu’ndaki köşklerinde büyüdü. Hususî hocalardan tahsil gördü. Noterlik yapan bir beyle evlendi. Aşırı duygusal romanlarıyla en çok okunan ilk kadın romancılar arasında yer aldı. İlk romanı olan Münevver, Hanımlara Mahsus Gazete’de tefrika edilmişti. Bazı romanlarının yeni baskıları yapıldı. Münevver adlı romanı Sırpçaya çevrildi.

Eserleri

Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi (1905) (Ermeniceye tercüme edildi” Yaban Gülü (1926). Nedret (1922) Hüsran (1928) Hicran Gecesi (1937) Gecenin Sırrı (1938) Nejla (1941) Mazinin Sesi (1944)

 

DOLUNAY (1987) "Günseli İnal"

 

     Kalipso isimli eserinden “Dolunay” adı altında sinemaya aktarılan filmin senaryosunu yazan ve yöneten Şahin Kaygun, Görüntü Yönetmeni: Salih Dikişçi, Yapım: Art Film / Şahin Kaygun

     Oyuncular: Macit Koper, Aslı Altan, Kenan Bal, Berrin Koper, Güzin Çorağan, Beril Bolat

     Konu: Genç ve güzel Biriçim, sevişerek evlendiği kocası ile mutlu olamaz, aralarında büyük boşluklar vardı. Çok sevdiği halde bu durumda resim bile yapamamaktadır. Ne aradığını bilemediğinden sorunlarını çözemez. Mimar kocasının bir akşam eve getirdiği misafir, eski arkadaşı çıkar. Biriçim’ anılarını canlandırır. Eski unutulmuş duygular yeniden ortaya çıkar. Umutsuzluk giderek öldürücü bir Tutkuya dönüşür. 

     Kocası Ahmet; Ömer'i eve davet etmiş samimi bir şekilde konuşarak çıka gelirler, yemek hazırlanır yerler, şarap içerler, Ömer ABD'den dönmüştür, orada ki hayatı özenerek anlatır, Biriçim eski günlerde olsa düşüncelerine tamamen ters olan bu sözleri dinlemez odayı terk ederdi, ama şimdi Ömer'i hem seyretmekte (sakalını, parmaklarını) hem de dinlemektedir, sesi ne ahenklidir. Ama kocasının bir yerden sonra Amerikan hayatına aldığı tavır ve sorduğu birkaç (cevap verilmeyen) soru Ömer'i bir erken kalkış durumunda bırakır;  Biriçim 'gitme' demek istemesine rağmen diyemez... Biriçim şehre (İstanbul'a) iner, İnci’nin heykel atölyesine gider, çalışan İnci ile konuşurlar, değişmiştir İnci, eski fikirleri ile alakasız (ters) fikirleri vardır artık, Biriçim de resim yapmak ister bu değişimler karşısında...

Adaya dönüşünde ve Ömer'in bir başka ziyaretinde deniz kenarında arzularına gem vuramaz ve sevişirler... Biriçim kendini suçlu hissetse de arzularına kontrol edememektedir. ([1])



[1] Orhan Ünser, “Kelimelerdeen Görüntüye”

GÜNSELİ İNAL

 
Günseli İnal
  (1947)

 İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümünde bir süre okudu, aynı fakültenin Felsefe Bölümünü bitirdi (1974). İki yıl öğretmenlik yaptıktan sonra bir gazetenin kültür-sanat servisinde çalıştı. İlk şiiri Yazko Edebiyat’ta 1980’de yayımlandı. Şiirleri Sanat Olayı, Varlık vb. dergilerde yer aldı. 2004 yılında Malezya’da düzenlenen Kuala Lumpur Dünya Şiir Okuma Festivalinde Türkiye’yi temsil etti. Şiirleri birçok yabancı dile çevrilen Gülseli İnal, şiir ve resim çalışmalarını birlikte yürüttü. 1981'de Mehmet Fuat, Yazko Edebiyat'ta ilk şiirini yayınladı.  

    1985'te ilk kitabı Sulara Gönüllü Çağrı, Burhan Uygur'un şiirler için yaptığı desenlerle birlikte yayınlandı. 1988'de Dolunay, Şahin Kaygun tarafından filme alındı

 

BENİM SİNEMALARIM (1990) "Füruzan"

 

    Yönetmen: Füruzan, Gülsüm Karamustafa, Senaryo: Fürüzan, Kamera: Ertunç Şenkay, Yapım: Mine Film / Kadri Yurdatap

Oyuncular: Hülya Avşar, Sema Aybars, Yaman Okay, Ayşegül Uygurer, Güzin Çorağan, Metin Sözer, Dilaver Uyanık, Erkal Güngören, Ülkü Ülker, Yaman Tarcan, Dilek Bayram, İpek Güneş, Esra Yıldız

 Konu: İstanbul 'da Kasımpaşa'da oturan işçi kızın, baştan çıkarılışının Nesibe’nin üç gün eve dönmeyişinin, çileli annesinde yarattığı korkuların ve bu üç günlük kaçışın nedenleri anlatılır. 60'lı yıllarda İstanbul'un kenar mahallelerin birinde zor aile koşulları içinde yaşayan, bir çıkış yolu arayan, ne var ki yazgısına karşı çıkamayan bir genç kızın öyküsü." Nesibe kurduğu düşlere neden olan filmleri seyretmek için; nedense çoğunlukla -o dönemler seyircisi bol olan- sinemalara gider sık sık ve filmlerde gördüklerini yaşamak ister, 'sonuç ise filmlerdeki gibi değildir. (Orhan Ünser, “Kelimelerden Görüntüye”)

    1988-89 arasında senaryolaştırdığı ve 1990’da Gülsüm Karamustafa ile birlikte yönetmeniğini yaptığı Benim Sinemalarım 1990’da Cannes Film Festivalinin “Eleştirmenlerin 7 Günü” ve “Altın Kamera” bölümlerinden çağrıldı, orada 158 film arasından seçilen sekiz filmden biri olarak gösterime girdi.

 

 

AH GÜZEL İSTANBUL (1981) " Füruzan"

Yönetmen: Ömer Kavur, Senaryo: Füruzan, Ömer Kavur, Görüntü Yönetmeni: Taner Öz, Yapım: Alfa Film/Necip Sarıcaoğlu - Ömer Kavur 

Oyuncular: Kadir İnanır, Müjde Ar, Levent Dönmez, Sümer Tilmaç, Hakan Tanver, Osman Çağlar, Nuran Aksoy, Ahmet Açan, Sümer Tilmaç, Orhan Çağman, Diler Saraç, Türkan Acar, Aydan Burhan, Ehat Elinçe,

      Konu: Füruzan’ın “Kuşatma” kitabında yer alan “Ah Güzel İstanbul” öyküsünde, uzun yol sürücüsü Sarı Kâmilin kapatması olan eski genelev kadını Cevahir iki yıldır kendisine yürekten sahiplenmiş Kâmil’in, Mardin seferlerinin birinde artık dönmeyeceği düşüncesine kaptırır kendini. Evi bırakır, bir akşam vakti Galata köprüsünden denize bakar ve sarkarak kayıplara karışır.

    Film öykü ile farklılık göstermeyerek aynı gelişmeleri gösterir. Uzun yol şoförlüğü yaparak hayatını kazanan Kâmil arkadaşları ile gittiği bir randevuevinde tanıdığı Cevahire âşık olur. Ona ev tutar amaçları evlenmektir. Ne var ki ekonomik düzeyleri böyle bir evlenmeye yeterli değildir. Kâmil daha iyi bir yaşam düzeyi kurmak için, bir arkadaşının kaçakçılık teklifini kabul eder. Bu işle durumunu biraz daha düzelen Kâmil, malları teslim almaya gittiği Mardin'den gelinlik kumaşla döner. Ama onu beklerken sıkılan ve bu duygular içinde yıpranan Cevahir, sabaha karşı evi terk eder, Galata köprüsüne gider. Suya bakarlar çok davetkârdır. ([1])



[1] Orhan Ünser “Kelimelerden Görüntüye” syf, 224

FÜRUZAN

(29 Ekim 1932, İstanbul – 11 Şubat 2024, İstanbul),

Asıl adı Feruze Selçuk (Çerçi)’tur. Karikatürist Turhan Selçuk'la evlendikten (1958) sonra bir süre Füruzan Selçuk imzasını, ayrıca Füruzan Yerdelen imzasını da (1956-58) kullandı. Yalova Demir Köyü İlkokulunu bitirdi (1946). Orta öğrenimini, yaşam koşullarının olumsuzluğu nedeniyle yarıda bırakarak kısa bir süre Küçük Sahne’de tiyatro oyunculuğu yaptı. Daha sonra kendini tümüyle edebiyat çalışmalarına verdi. 1975-76 arasında davetli olarak Almanya’ya gitti. Eşinden boşandı ve yaşamını İstanbul’da sürdürdü. 

İlk yapıtlarında kötü yola düşmüş kadın ve kızların, çöken burjuva ailelerinin, yoksulluk ve yalnızlıkla boğuşan kadın ve çocukların, yeni ortamlarda bunalan ve yurt özlemi çeken göçmenlerin dramlarına sevecenlikle yaklaştı. İlk öyküsü “Olumsuz Hikâye” (Füruzan Yerdelen imzasıyla), 1956’da Seçilmiş Hikâyeler dergisinde yayımlandı. Daha sonra öykülerini, Türk Dili, Pazar Postası (195658); ustalık dönemi ürünlerini Dost, Papirüs, Yeni Dergi (1964-72) gibi dergilerinde yayımlandı. İlk kitabı Parasız Yatılı (1971) Memet Fuat’ın ifadesiyle “edebiyatımızda bir olay” oldu. Onu Kuşatma, Benim Sinemalarım ve 47’liler izledi. Fethi Naci bu üç kitap için, Füruzan’ın geniş okur yığınlarına hikâyeyi yeniden sevdirdiğini yazdı.

Sevda Dolu Bir Yaz’daki öykülerinde geçmiş zaman İstanbul’unun prolini çizdi. Bütün yazdıklarında titiz bir ayrıntı ustalığı ve diyalogları belirli bir ruhsal durumu belirtmek için kullanışındaki ustalık dikkati çeker. Yazdıklarında yer yer sinema etkisi vardır. İlk hikâye kitabı Parasız Yatılı ile 1972 Sait Faik Hikâye Armağanını, ilk romanı 47'liler ile de 1975 Türk Dil Kurumu Roman Ödülünü kazandı. 1991 İran Fecr Film Festivalinde uluslararası jüriden “En İyi İlk Film” ödülünü, 1991 Tokyo Film Festivalinde ise “En İyi On Asya Filmi” arasına seçildi. Parasız Yatılı adlı eseri sinemaya uyarlandı. Ankara Devlet Tiyatrosunun önerisiyle Kış Gelmeden öyküsünü 1997’de oyunlaştırdı. Ah Güzel İstanbul Ömer Kavur tarafından filme alındı (1981). Redife’ye Güzelleme öyküsünü yeniden oyun olarak yazdı.([1])

 Eserleri

 Roman: 47'liler (1974), Berlin'in Nar Çiçeği (1988).

 Hikâye: Parasız Yatılı (1971), Kuşatma (1972), Benim Sinemalarım (1973), Gecenin Öteki Yüzü (1982), Gül Mevsimidir (Kuşatma adlı kitabındaki bir uzun hikâyesinin ayrı basımı, 1985), Yedi Öykü (1992), Sevda Dolu Bir Yaz (1999). 

Şiir: Lodoslar Kenti (1991). 

Röportaj: Balkan Yolcusu (1974), Yeni Konuklar (Almanya izlenimleri ve Türk işçileriyle röportajları, 1977). 

Gezi: Ev Sahipleri (gezi notları, anılar, 1981), İşte Bizim Rumeli / Bosna Hersek, Makedonya, Bulgaristan, Yunanistan (1994, daha sonra Balkan Yolcusu adıyla yayımlandı, 1996). 



[1] http//www.biyografya.com/biyografi

AV ZAMANI (1988) "Ferit Edgü"

 

 Yönetmen: Erden Kıral, Senaryo: Ferit Edgü, Görüntü Yönetmeni: Kenan Ormanlar, Yapım: Mine Film / Kadri Yurdatap

 Oyuncular: Aytaç Arman, Zihni Küçümen, Nüvit Özdoğru, Dilaver Uyanık, Şerif Sezer

  Konu: Ülkenin siyasi gerginliğinden kaçan bir yazarın iç hesaplaşmasını konu edinir. Arkadaşını suikast sonucu kaybeden bir yazar, her şeyi bırakıp büyüdüğü adaya döner. Burada çocukluk arkadaşı Ali ile vakit geçirir. Bir yandan doğaya karışırken bir yandan da hayatının muhasebesini yapar. Bir gün zeytinlikte gezerken birinin öldürülüşüne şahit olur. Bu olay, onun geride bıraktığını sandığı siyasi çatışmalar ile yüzleşmesine sebep olacaktır

 

HAKKÂRİ’DE BİR MEVSİM "Ferit Edgü"

 

 Yönetmen: Erden Kıral, Senaryo: Onat Kutlar, Görüntü Yönetmeni: Kenan Ormanlar, Yapım: Kentel Film/Kenan Ormanlar

 Oyucular: Genco Erkal, Şerif Sezer, Erkan Yücel, Macit Koper, Rana Cabbar, Erol Demiröz, Berrin Koper

 Konu. Pir Köyüne atanan öğretmen orada yeni bir dünya bulacaktır. Çocuklarına; okuma yazmayı, sayı saymayı, bulaşıcı hastalıklardan korunmayı, diş fırçalamanın yaralarını, dünyanın döndüğünü, yıldızların uzak olduğunu öğrettir onları tanıyacaktır.  Onlar ki "sözlerinin eri, yalancı, çıkarcı, esirgemezler. Korkak, inatçı, sabırsız, bencil, cömert, içen, çaresiz, çalan, her şeyini veren, karda çıplak ayakla yürüyen, esmer, dağlı, erkeklerin gözleri sürmeli, kadınların gözleri sürmeli, kulakları ve burunları küpeli, alınları döğmeli.

Öğrettikleri yanında onlardan, belki yaşamın önceden belirlenmiş ezberlenmiş bir biçimi olmadığını öğrenecektir. Bir köyde bir mevsim boyu öğretmenlik yapan ve o yörenin insanları ile sorunlarıyla özdeşleşen bir aydınının öyküsünü Kıral, sade ve duyarlı bir dille anlatır. Edgü'nün kendine has dili ile şiirselliğe yaklaşan anlatımı, Kıral'ın filminde doğa görüntüleri ile Edgü'nün şiirselliği boyutuna ulaşırsa da kendi içinde bütünlüğe ulaşan bir sadelikle alçak perdeden melodisi ile coşkulu Edgü'nün dünyasını yakalar.   

FERİT EDGÜ

"24 Şubat 1936, İstanbul - 22 Temmuz 2024)

Çocukluk yılları II. Dünya savaşının kötü atmosferlerinde geçti. İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nde eğitim görürken kazandığı bir sınavla Almanya’ya giden Ferit Edgü oradan Fransa’ya gider.  Acedemie du Feu'de seramik öğrenimi gördü. Sorbonne'da felsefe, Louvre'da sanat tarihi kurslarına katıldı. 1959-1962 yılları arasında Paris’te kalan Edgü bu süre zarfında resim eğitiminin yanı sıra felsefe, sanat tarihi, seramik gibi hususlarda kendini geliştirdi. 1960 yılında Paris’de iken gezmeye gittiği Hollanda, Lahey’de tanıştığı Amelie ile evlendi ve Paris’de yaşamaya başladılar. Esma adında bir kızları oldu 1962 yılında askerliğini yapmak üzere Türkiye’ye çağırıldı. Askerliğini yedek subay öğretmen olarak Hakkâri’de Pirkanis köyünde yapan Ferit Edgü burada bir dönem öğretmenlik yaptıktan sonra Askerlik hizmetini Beypazarı’nda 1965 yılında bitirdi. Askerlik görevi bittikten sonra Paris’e gitti. 1967 yılında İstanbul’a dönen Ferit Edgü bir müddet sonra tekrar Paris’e gitti ve Paris’te bir yıl daha kaldıktan sonra yeniden 1968 yılında yurda döndü. Türkiye’ye dönüşünde bir müddet Man Ajans'ta reklam metin yazarlığı yapan Ferit Edgü daha sonra DATA reklamcılık ve Ada yayıncılık şirketlerini kurdu. 

    Ferit Edgü daha sonraki yıllarda nesre, roman ve öyküye yönelerek adını daha çok öykü ve romanları ile duyurdu. Hakkâri’de görev yaptığı süreyazarın düşünce dünyasında yeni bir ufuk açtı. Buradaki öğretmenlik günlerinde yaşadığı değişimi eserlerine de yansıtan sanatçı “Hakkâri’de Bir Mevsim “adındaki eseri bu yıllarda yaşadığı deneyimler ve hatıralar sonucunda yazdı. Hakkâri öncesinde Mavi dergisindeki yazıları ve şiirleri ile adını duyurdu.

  Eserleri

  Roman: 1976 - Kimse 1977 - O/Hakkâri’de Bir Mevsim 1988 - Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı

  Öykü: 1959 - Kaçkınlar 1962 - Bozgun 1968 - Av 1978 - Bir Gemide 1982 - Çığlık 1991 - Ressamın Öyküsü 1991 - Binbir Hece 1995 - Doğu Öyküleri 1999 - İşte Deniz, Maria 2002 - Do Sesi 2005 - Avara Kasnak 2007 - Nijinski Öyküleri 2007 - Yaralı Zaman 2010 - Leş (Toplu Öyküleri) 

 Senaryo:  1983 - Hakkâri'de Bir Mevsim (O adlı romanından Onat Kutlar ile birlikte) 

Deneme: 1978 - Tüm Ders Notları (oturum notları; Abidin Dino, Pertev Naili Boratav, Güzin Dino, Abdel Malek ile) 1980 - Yazmak Eylemi 1986 - Şimdi Saat Kaç? 1990 - 

Biyografi:  2003 - Abidin Dino 2001 - Avni Arbaş 1986 - Osman Hamdi Bey-Bilinmeyen Resimleri 

Çocuk Kitabı:  2004 - Doğa Dostları

Çeviri: 1960 - Übü Kralı (Alfred Jarry) 1961 - Düşüş  (Albert Camus) 1963 - Godot'yu Beklerken (Samuel Beckett) 1965  ([1])

 

 



[1] Bknz http//www.biyografya.com

Suyun Öte Yanı (1991) " Feride Çiçekoğlu"

        Film, önce Televizyon dizisi olarak çekildi ve sonradan kısaltılarak 90 dakikalık bir sinema filmine dönüştürüldü.

       Yönetmen: Tomris Giritlioğlu, Senaryo: Feride Çiçekoğlu, Görüntü Yönetmeni: Orhan Oğuz, Yapım: TRT Ankara Televizyonu / Meral Babacan  

        Oyuncular: Nur Sürer, Selçuk Yöntem, Meral Çetinkaya, Uğur Polat, Halil Ergün, Pıtırcık Akerman, Oktay Kaynarca

        Konu: Olaylar, insanların siyasi düşünceleri nedeniyle cezaevlerine atıldığı 80'li yılların başlarında geçer. Tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilen bir öğretim üyesi, tatil yapmak üzere eşiyle birlikte Ayvalık'ın Cunda adasına gelir. Kaldıkları pansiyonun işletmecisi kadın da 1924 yılında Girit'ten gelip Cunda'ya yerleşmiştir. Bu dostluklar geçmişe bir yolculuk başlatır. Mahkemesi sonuçlanıp hapse mahkûm olan öğretim üyesi, yıllar sonra da bu kez tek başına Cunda'ya döner. Gençlerin kaldıkları pansiyon, 1924 yılında Girit'ten göç eden Sıdıka Hanıma aittir. Pansiyonda kalan insanların unuttuğu kitapları biriktiren Sıdıka hanımın pansiyonunda çekmecenin içinden bir kitap çıkar. Genç çift kitabın arasında bazı notlar bulur. Cunta döneminde Yunanistan'dan kaçmış bir avukatın anılarıdır bunlar. Kitapta avukatın dostu Arap Mustafa'yı aramaya koyulurlar, Arap Mustafa bir evde tek başına yaşamaktadır. Kimseyle konuşmaz. Sıdıka hanımdan başka. Sıdıka hanım, Mustafa'nın gençlik aşkıdır.  

 

29 Ekim 2024 Salı

UÇURTMAYI VURMASINLAR (1989) "Feride Çiçekoğlu"

 

Politik bir film olan ve 1985 yılında aynı isimle kendisinin yazdığı romanın senaryosu kendisine ait.

Yönetmen: Tunç Başaran, Görüntü Yönetmeni: Erdal Kahraman, Yapım: Magnum Film/Tunç Başaran, Jale Başaran,  

Oyuncular: Nur Sürer, Ozan Bilen, Füsun Demirel, Güzin Özyağcılar, Rozet Hubeş, Yasemin Alkaya, Meral Çetinkaya, Hale Akınlı, Ayben Erman, Özlem Savaş, Güzin Özipek, Ayla Aslancan, Emel Çeviren, Tanju Tuncer, Sabis Kara, Sevim Metin 

Konu: Beş yaşındaki bir çocuğun gözüyle kadınlar hapishanesinin ve sevginin öyküsüdür filmde anlatılan. Küçük Barış'ın (Ozan Bilen) bu dört duvar arasında geçmektedir yaşamı. Aslında annesidir tutuklanıp cezaevine giren Barış henüz bir anlam veremediği bu garip dünyanın içinde, hapishane avlusunda gökyüzünde özgürce uçuşan uçurtmaları izlemektedir. Yurt içinde ve dışında çeşitli ödüller alan film, bugüne kadar yapılanlar içinde çocuk dünyasını en iyi ve dürüstçe çizebiliyor. 

  - "Uçurtmayı Vurmasınlar", son yıllarda kullandığımız anlamda bir "kadın filmi" değil. Ama farklı ve belki daha ilgine biçimde bir "kadınlar filmi" bu. Yazar Feride Çiçekoğlu da bir süre 'düşünce suçundan" içerde kalmış. Filmin/öykünün başkişisi İnci, Feride Çiçekoğlu’nun kendisi mi? Biraz öyle, biraz değil belki, ama ne önemi var bunun? Önemli olan, "Uçurtmayı Vurmasınlar'ın oldukça "yaşanmışlık" kokan ve bir tür "iyimser gerçekçilik" diye adlandırılabilecek olan tonunun, Türk sineması içinde oldukça özgün, yeni bir ton, farklı bir yaklaşım olduğu. Dahası, konusunun dramatik zenginliklerine bu film kadar dikkatle, özenle, deyiş yerindeyse utangaçlıkla yaklaşan bir filmin yapılabilmesi, herhâlde "dünün Yeşilçam"ı içinde tam bir hayal olurdu. Uçurtmayı Vurmasınlar", bizlere bir kadınlar tutukevini anlatıyor. Çeşitli nedenlerden içeriye düşmüş bir avuç kadın.

Ve birinin küçük oğlu, 4-5 yaşlarındaki küçük Barış. Tüm kadınlar için küçük Barış, belki sahip olamadıkları birçok şeyi temsil ettiği için gerçek bir sevgi, umut, mutluluk kaynağıdır, ama onunla en iyi iletişim kuran İnci'dir. İnci'nin çıkışı yaklaştıkça, giderek gelip çatınca Barış’ın dünyası da kararır. Hele mahkûmlara birçok şeyi, bu arada gökyüzündeki uçurtmaları da yasaklayan, uçurtmayı "vurma emri" veren bir yönetim iş başındaysa! Ama uçurtmalar yerinde duramayan kuşlar gibidir. En zalim avcıların bile onları vurması kolay değildir. ([1])



[1] Atilla Dorsay “12 Eylül Yılları ve Sinemamız”

FERİDE ÇİÇEKOĞLU (1951)


Roman, öykü ve Senaryo: yazarıdır. İlk, orta ve lise öğrenimini Ankara Maarif Kolejinde (TED, 1968), yükseköğrenimini ODTÜ Mimarlık Fakültesinde (1972) tamamladı. Yüksek lisansını aynı yerde çevre psikolojisi alanında, doktorasını ABD Pennsylvania Üniversitesinde “Tarihte İdeal Şehir Kavramı” (1976) teziyle verdikten sonra Gazi Üniversitesinde 12 Eylül dönemine kadar öğretim üyeliği yaptı. Bu dönemde bir süre tutuklu kaldı (1980-84). Hapisten çıkınca telif ve çeviri yazı çalışmalarını yoğunlaştırdı. Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfının (TÜRSAK) genel sekreterliğini yaptı (1991-95). İstanbul Türk Tarih Kurumunda baş editör olarak çalıştı (1995-99). 

 Eserleri

 Roman: Uçurtmayı Vurmasınlar (1985), Suyun Öte Yanı (1991)

Öykü: Sizin Hiç Babanız Öldü mü? (1990), 100’lük Ülkeden Mektuplar (1996). 

Diğer: Caz-Hüznün Müziği (1986), Cumhuriyet’in Aile Albümleri (Oya Baydar ile 1998), 

Senaryo: Tarlabaşı Tarlabaşı (1989), Umuda Yolculuk (1990), Baharın Bittiği Yer (1991),  Suyun Öte Yanı (1991), Altınkent İstanbul (1996

YAYLA KARTALI (1968) "Faruk Nafiz Çamlıbel"

 

    Yönetmen: Ülkü Erakalın, Senaryo: Burhan Bolan, Görüntü Yönetmeni: Kriton İlyadis, Yapım: Arzu Film / Nahit Ataman

    Oyuncular: Nuri Sesigüzel, Yıldız Tezcan, Münir Özkul, Suzan Avcı, Muzaffer Nebioğlu, Mine Soley, Necdet Yakın, Nubar Terziyan, Serpil Gül,

    Konu: Film, Urfa’da bir kasabada yaşayan Nuri’nin İstanbul gazinolarında ünlü bir türkücü oluşunu konu edinir. Nuri, amcasının yanında çiftlik işleriyle uğraşan biridir. Bir gün evlerinin yakınında araçları bozulan tiyatro kumpanyasından oyuncularla karşılaşır. Amcasının yanından ayrılıp onlara katılır. Nuri, kumpanyanın şarkıcılarından Yıldız’a âşık olur. Yıldız ile birlikte kumpanyadan ayrılıp İstanbul’daki gazinolarda sahneye çıkar. Nuri hızla şöhret merdivenlerini tırmanır. Fakat Yıldız’a karşı hissettiği aşk ve sadakat de günden güne azalmaktadır. Nuri, şöhret ile başa çıkmaya çalışacaktır.

CANAVAR (1948) "Faruk Nafiz Çamlıbel"

 

     Çamlıbel’in tiyatro oyunundan uyarlayarak senaryolaştıran film.

Yönetmen: Sadi Tek ve Vedat Örfi Bengü, Görüntü Yönetmeni: Lazar Yazıcıoğlu, Yapım: Halk Film / Fuat Rutkay 

    Oyuncular: Sadi Tek, Şükriye Atav, Hadi Hün, Mehmet Karaca, Nevin Berkman

     Konu: Ali Baba'nın oğlu Ahmet ile zengin esnaf oğullarından Ömer, Zeynep'i severler; Zeynep de Ahmet'i sever. Ömer; Zeynep'i kaçırır, Ahmet Zeynep'i bulup kurtarır, Ömer ve adamları dönüş yolunda peşlerindedirler, yakalanacaklarını anlayan Ahmet, Zeynep'i öldürür ve intikam almak için dağa çıkar" biçimindedir.  Sinema kaynakların da konusuna ulaşmak mümkün olmamaktadır, fakat oyunun konusu sinemamız için göz ardı edilemeyecek yapıdadır. Romanları istediği deformasyona uğratmakta sakınca görmeyen sinemamız, konusunu verdiğimiz böyle bir oyunu ister aslına uygun ister kendi kalıplarına oturtarak uygulamaktan uzak durmayacaktır. ([1])



[1] Nurullah Tilgen’in “Sahipsizler“isimli eserinden esinlenerek yazılmıştır.