1946 yılında yazılan on birinci roman, ikinci kez Bülent Oran’ın yazdığı senaryo ile hayat bulmuş ve Muzaffer Arslan’ın rejisiyle canlanmıştır. Görüntü Yönetmeni: Cengiz Tacer. Yapım: Sine Film / Muzaffer Arslan.
Konu: Türk ordusunun gözü pek
istihbarat subaylarından Binbaşı Seyfi ile Alman ajanları arasında
İstanbul-Ankara hattında geçen bir casusluk öyküsü bu. Dönemin güçlü devleti
Almanya, Türkiye'yi de istila etmek istemektedir. Bu amaçla, aralarında çok
güzel bir kadın olan Frolein Hilda'nın da bulunduğu en gözde elemanlarıyla İstanbul'a
gelirler. Harekâtın başlama parolası "Ankara Ekspresi"dir.
"Ankara Ekspresi"ni önemli kılan, onun,
eli yüzü düzgün ilk Türk casusluk romanı olmasında. I. Dünya savaşı öncesine
dek uzanan casusluk romanları, gerçek hüviyetini II. Dünya savaş yıllarında
Eric Ambler'le birlikte bulmuştu. Karakurt'un yazışında o metinlerin ne kadar
önemi var bilemiyorum, ama milli duyguları, macera, aşk ve erotizmi öne
çıkarmasına rağmen bir casusluk öyküsü de yansıyor romandan. Metin içindeki
erotizm, o dönemler için cesur görünebilir. Ancak, Reşat Enis gibi toplumcu
çizgideki yazarların, Peyami Safa gibi milli edebiyatçıların, ya da
Kozanoğlu'nun başını çektiği popüler tarihi romancıların daha önce aştıkları
bir sınırdadır onun erotizmi. (A. Ömer Türkeş)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder