Yönetmen: Mustafa Altıoklar, Senaryo: Metin kaçan, Mustafa Altıoklar, Görüntü Yönetmeni: Ertunç Şenkay, Yapım: Belge Film / Sabahattin Çetin – Söz Film / Müjde Ar – Özen Film / Mehmet Soayaslan – Focus Film (Macaristan) – Les Films Singuliers (Fransa) – Eurimages ve Kültür Bakanlığı
Oynayanlar: Müjde Ar, Okan Bayülgen, Mustafa Uğurlu,
Savaş Dinçel, Burak Sergen, Sevda Ferdağ, Aysel Gürel, Zafer Algöz, Küçük
İskender, Serra Yılmaz, Levent Erim Nilüfer Aydan Zühtü Erkan, Balık Ayhan, Ege
Aydan, Yeşim Tan, Bennu Gerede, Emrah Kolukısa, Ülkü Ülker, Naci Taşdöğen,
Emrah Kolukısa,Yeşim Tan, Fatih Akyol
- Kamera geriye doğru kayarak
tipik bir Tarlabaşı sokağını gitgide daha geniş biçimde kavramaya başlar. Bu
sokak, film süresince tam bir sahneye dönüşecektir gündüzleri bin bir renkli
kişiliğin kol gezdiği, geceleri ise fondan verilmiş garip bir ışıkla aydınlanarak
mistik bir niteliğe bürünen bir hayat sahnesi... O sahnede, asıl adıyla
Tayyare, halkın verdiği adla Kolera Mahallesi'nde iki saat boyunca bir dizi
harikulade macera yaşanacaktır. Film, tiyatro, bale arası gidip gelen kendine
özgü bir yapının içinde...
"Ateş çemberi içinde
sarılmıştır" Kolera Mahallesi... Kenti saran yanlış yerleşim, kaçak
yapılaşma, yasasızlık, baskı, terör, trafik, yoksulluk ve suç çemberi, Haliç'in
yanı başında, çingene kültürünün damgasını vurduğu bu yoksul semti kuşatmaktadır.
Aslında ülkenin çeşitli yerlerinden gelen farklı köken ve inançlardan olsalar
da, yöre halkı bir kez Roman (çingene) damgasını yemiştir onlar hırsızdır,
onlar kapkaççıdır, onların ahlak anlayışları sakattır, onlar hırsız, pezevenk,
oğlan/oğlancı ya da fahişedir... Onlar toplumun arka yüzü, görmek istemediği
insan müsveddeleridir. Oysa onların da öylesine geniş bir yüreşi, öylesine dolu
dolu bir yaşamı vardır ki...
Metin Kaçan'ın
romanı, 1990 yılında edebiyat dünyamızın ortasına bir bomba gibi düşmüştür.
Kaçan da son 10-15 yılda farklı ve marjinal semtleri, mekanları ve yaşantıları
getiren yazarlarımıza katılmıştır böylece Latife Tekin'in gecekonduları,
Murathan Mungan'ın Tophane hamamları, Küçük İskender'in eşcinsel kulüpleri
gibi... Tüm bu yazarlar gibi Kaçan da anlattığı farklı yaşama uygun bir yeni
dil icat etmiştir, sanki Ağır Roman'ın Türkçesi, Türkçe koruyucusu
yazarlarımızı çileden çıkaracak kadar farklı bir dildir. ([1])
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder