Translate

13 Mart 2020 Cuma

ÜÇ KIZIN HİKAYESİ (1959) / Aka Gündüz

Romancımız Aka Gündüz’ün 1933 yılında yazdığı bu roman 1959 senesinde Yeşilçam sinemasına kazandırılmıştır.  Filmin senaryosunu yazan Orhan Elmas, aynı zamanda rejisini de yapmıştır. Kameranın arkasında bir  usta  Hayrettin Işık  yer almış. Setin ışıklandırılması ise Fehmi Eryılmaz’ın. Diğer kamera arkası çalışanları ise; Turgut İnangiray (kurgu), Muhteşem Durukan (san at yönetmeni), Rauf Tözüm (ses kayıt), film yapımı da Pesen Film sahibi  Nevzat Pesen.
Oyuncular: Muhterem Nur: (Filiz), Sema Pekiş (Dürer), Leyla Sayar (Betigül Tayfur), Ekrem Bora  (Ercan), Salih Tozan  (Ömer Efendi), Mualla Sürer( Filiz'in Annesi), Selahattin Yazgan (Betigül'ün Babası), Senih Orkan  (Filiz'in kuzeni Ali), Nezihe Becerikli (Nilgün), Melahat İçli  (Nalan), Faik Coşkun (Emin), Leman Akçatepe  (Ercan'ın Annesi), Mürüvvet Sim (Dürer'in annesi), Zafer Önen  (Alaattin), Nazım Bora, Fehmi Tengiz

 ► Evet, size karşı küçücük cüssem fakat koskocaman insanlığımla isyan ediyorum.. Bir gün olsun beni dinlediniz mi? Bir defacık olsun arzularıma, ümitlerime kulak verdiniz mi.. Roman okumam ayıp, sinemaya gitmem adilik, okulun müsameresine katılmam günah ve bugün mezun olmam sizler için basit bir hadise. (Çilingir sofrasındaki Ömer Efendiyi göstererek) Bakın, bana eş olarak seçtiğiniz adama bakın. Kızınız onunla mesut olabilir mi.. Onu sevebilir mi?” (Ancak, gelişen olaylarla ‘o adamın kapatması’ olacaktır.)
 Bu bölüm üç buçuk dakika sürüyor ve iki sahnede çekilmiş. Saniyede birkaç kez değişen şimdikilerden ne kadar farklı. Filmde yararlanılan romanın 250 sayfalık ilk baskısına ulaşamadığımız için 168 sayfalık ikinci baskısı ile karşılaştıramıyoruz. İlk baskıda Aka Gündüz’ün, ikincide Nemide Ali’nin adı önce yazılmış. Romancımızın bir adının da ‘Emin Ali’ olması kitabın diğer yazarı Nemide Ali  ile kardeş olduğunu düşündürdü. (Murat Çelenligil)
 Konuya gelince:  Ekonomik durumları, aile yaşantıları ve kültürleri birbirinden farklı 3 arkadaş aynı sınıfta okumaktadır. Biri çok sofu, ailesinden baskı gören bir kızdır. Diğeri çok zengin bir ailenin kızıdır ama annesi konkende babası çapkınlıktadır ( bu kızımızın adı Betigül). Üçüncü kız ise , annesi babası gayet demokratik, modern, mutlu mesut bir ailenin kızıdır, nişanlıdır hatta. İlk kızımız ailesinin onu, mahalle bakkalıyla evlendirmesine razı gelmez evden kaçar, sonra da teyzesinin oğlunun tecavüzüne uğrar. Kötü yola düşer. İkinci kızımız da kafayı güzellik kraliçesi olmaya takmıştır. Bu uğurda ne yapılması gerekiyorsa yapar, türlü ödün verir. Sonunda kurtuluşu intiharda arar. Üçüncü kızımız ise düzgün aile hayatını evlendirerek de sürdürür.

Okul sıralarında kesişen üç farklı hayata tanık olduğumuz film oldukça ibret dolu. Baskı ve zorlamanın yanı sıra, serseri mayın gibi bir başı boşluk halinin insanı nereye sürükleyebileceğinin yanıtını görebildiğimiz bu dram elbette ki abartılı ve keskin hatlara da sahip. İyinin çok iyi ve kötünün çok kötü olması var burada. Bundan yıllar önce kaleme alınan roman, 1959 yılında filme çekiliyor. Dolayısıyla dönemin sosyal, ahlâki ve kültürel yapısını göz önünde tutmak gerekli. Altmışlı yıllarda elbette ki değişime uğrayan şartlar 77 yılında da değişecektir. Hatta belki filmin iki binli yıllar versiyonunu bugün izlemek mümkün olsa bambaşka bir tablo ile karşılaşmak da var. O zaman tabu olan bugün tabu olmaktan çıkmış da olabilir. Burada gözle görülür şekilde değişmeyen tek şey; ebeveyn ve çocuk arasındaki ilişkinin içine girdiği kaba göre şekil alması sonucu hayatların yön bulmasıdır.
Yönetmen ve senaryo yazarı Orhan Elmas, bu ilk versiyondan sonra 1977 yılında aynı senaryoyu değiştirerek romandan çok farklı biçimde  bu kez “Liseli Kızlar” adıyla filme çekmiştir. Ancak bu film Aka Gündüz’ün romanıyla hiç bir bağlantısının olmadığı görülmektedir. Buna rağmen bu filme burada yer vererek, meraklı sorulardan kurtulalım.

1977 versiyonunda ana karakterlerin isimleri farklıdır. Muhterem Nur'un karakterini Necla Nazır, Sema Pekiş'in karakterini Itır Esen, Leyla Sayar'ın karakterini de Neslihan Danışman canlandırmış. Betigül'ün babası rolünü Turgut Boralı, annesini de Ayfer Feray oynuyor.

Lise çağındaki genç kızların zevkleri, aileleri ile yaşadıkları çatışmalar ve başlarına gelebilecek iyi kötü olayları anlatan dramatik bir  film.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder