Translate

13 Mart 2020 Cuma

MALKOÇOĞLU CEM SULTAN (1969) / Ayhan Başoğlu


 Agah Özgüç’ün “Türk Filmleri Sözlüğü” kitabında film ile ilgili açıklamada, yönetmenin Süreyya Duru olduğu belirtilmekte ise de, filmin afişinde senaryo ve yönetmeninin Remzi Jöntürk olduğu gözükmektedir. Öte yanda  Agah Özgüç’ün “Türk Film Yönetmenleri sözlüğü” isimli bir başka çalışmasında da bu filmin yönetmeni olarak  Remzi Jöntürk ismi yer almaktadır. Ancak film jeneriğinde senaryo ve rejinin Remzi Cöntürk'e ait olduğu belirtilmektedir. Böylece rejinin ve senaryonun Remzi Jöntürk’e ait olduğunu açıklığa kavuşturduktan sonra gelelim filmin konu suna.

Filmde Polat (Cüneyt Arkın) çiftçilikle uğraşmakta ve  ve beyin kızı  Melek'i (Gülnaz Huri) sevmektedir. Ne var  ki beyin niyeti Sarı Cafer'e vermektir. San Cafer gaddar bir adamdır  ve Melek onunla evlenmek istemek istemez.Melek  babasından dayak yer, Sarı Cafer'in adamları da Polat'ı  dayaktan perişan  ederler. Bu yetmiyormuş  gibi Sarı Cafer  bir de Polat'ın anasına hakaret edince, Polat onu öldürür. ve akıncı  olmak için yola çıkar. Akıncların reisi Malkoçoğlu (Cüneyt Arkın) ona kefil olunca, babası da bir akıncı  olan Polat aralarına katılır.

Bu ara Malkoçoğlu'nun kan kardeşi olan Cem Sultan,  kardeşi Sultan Bayazit'in adamlarından kaçmaktadır. Malkoçoğlu'nu bulup ondan yardım ister. Amacı Avalonya'ya ulaşıp Frenk dostlarına sığınmaktır. Yola çıkmak üzeriyken Rüstem  Paşa çıkagelir ve Cem Sultan'ı tutsak olarak ister. Malkoçoğlu buna izin vermez, Cem Sultan'ı  Polat'a ve emrine verdiği beş adamına  teslim eder. Polat, Cem Sultan'ın  istediği yere sa ğ salim varmasını  sağlayacaktır.

Sultan Beyazıt'ın Cem Sultan'ın kellesine vereceği yüklü miktarda ödül dağlarda eşkıyalık yapan barbar Amolka'nın  (Behçet Nacar) kulağına gelir ve çetesiyle Polat'ın kafilesine saldırır. Malkoçoğu yardımına  koşar ama  Amolka ve adamları  Cem Sultan'ı ele geçirip Şeytan Kalesine hapsederler. Niyetleri,  ödülü  alıncaya dek, onu orada saklamaktır.

Polat ve adamları Amolka'nın  peşine  düşmek üzereyken bir haberci gelip Polat'ın annesi ile sevgilisi Melek'in kaçırıldığı  haberini verir. Polat onları kurtamak için Malkoçoğlu'ndan ayrılmak zorunda kalır. Polat'ın annesini ve sevgilisini kaçıran yine Amolka'nın adamlarıdır. Eşkiyalar iki kadına tecavüz etmek üzereyken Malkoçoğlu yetişir. Polat'ın  annesi onu görünce şaşırır, çünkü Malkoçoğlu Polat'ın babasıdır. Kadın çatışmada ölür. Anolka kaçar, Malkoçoğlu onu takip edip, yakalar ve uçurumdan aşağıya atar.
Malkoçoğlu ve oğlu Polat bir araya gelip Cem Sultan'ı kurtarırlar ve Şeytan Kalesinin komutanı Homeros'u öldürürler. Polat sevgilisi Melek ile kalırken Malkoçoğlu Cem Sultan'ın kaderini paylaşmak için yola çıkar.
 Film boyunca yapılan konuşmaları (diyalog) usta senaryo yazarlarımızdan Bülent Oran, yazmış,  Ali Uğur kamerasıyla bu kalabalık sahnelerle dolu curcunalı filmi kaydetmiş.  Cüneyt Arkın (Polat/Malkoçoğlu), Gülnaz Huri (Melek), Cihangir Gaffari (Cem Sultan), Feri Cansel (Çingene), Suzan Avcı (Zühre), Behçet Nacar (Gaddar Hamolka), Özdemir Han (Şeytan Omero), Aytekin (Akıncı), Ayton Sert (Hancı İgor), Levent Çakır , Adnan Mersinli (Akıncı), Günay Güner (Akıncı), Gülnaz Huri (Melek), Adnan Mersinli (Öküz Abdi), İhsan Gedik, Mehmet Ali Güngör, Reşit Çıldam, Giray Alpan, Tarık Şimşeki  (Omero’nun adamları), gibi Yeşilçam sinemasının değerli oyuncuları rol almışlar. Filmin yapımını ise Duru Film adına Naci Duru üstlenmiştir.

Cem Sultan (1459– 1495)

Osmanlı şehzadesi. II. Mehmet’in (Fatih Sultan) oğlu olan Cem Sultan, on yaşına kadar sarayda sıkı bir disiplin altında eğitildi. 1469’da Kastamonu Sancak Beyliği’ne gönderildi. 1473’te, Doğu seferine çıkan babasına vekillik etmek üzere İstanbul’a geldi. II. Mehmed’in Anadolu’da Uzun Hasan’a yenik düştüğü dedikodusuna kanarak padişahlığını ilan etme düşüncesine kapıldı. Otlukbeli zaferini kazanarak İstanbul’a dönen II. Mehmed, oğlunun aklını çelenleri cezalandırdı. Cem’i de, 1474’te ölen büyük oğlu Musafa’nın yerine Karaman-Konya valiliğine atadı. II. Mehmed’in ölümünü gizleyerek Bayezid’e ve Cem’e haberler uçuran Cem yanlısı Sadrazam Karamani Mehmed Paşa, onun hiç değilse bir hafta önce İstanbul’a gelebileceğini hesaplamıştı. Ancak, Bayezid, hızlı bir yürüyüşle İstanbul’a gelerek tahta oturdu. Bunun üzerine Cem, Konya’da topladığı kuvvetle 28 Mayıs 1481’de Bursa’da sultanlığını ilan etti. Ağabeyine elçi göndererek ülkenin paylaşılmasını önerdi. Ama Bayezid, harekete geçerek 20 Haziran günü Cem’in ordusunu yendi. Yenik, yaralı ve bitkin Cem, Memluklar’a sığındı. 25 Ağustos’ta Kahire’de törenle karşılandı. Buradan ağabeyiyle uzlaşma yolları aradı. Bayezid, hükümdarlık emelinden vazgeçerse, bir milyon akçe göndereceğini bildirdiyse de buna yanaşmadı ve hacca gitti. Dönüşünde şansını bir daha denedi. Ankara’ya kadar ilerledi ama Bayezid’in harekete geçtiğini öğrenince geri çekildi. Sultan Bayezid’in Kudüs’e oturması önerisini de kabul etmeyerek kendisine bağımsız bir bölge verilmesinde diretti. Karamanoğulları Beyi Kasım’a kanarak Rumeli’ne geçmek düşüncesini benimsedi. Bunun için, 18 Temmuz 1482’de Anamur açıklarında şövalyelerin bir gemisine binerek Rodos’a hareket etti. Şövalyelerin başı Pierre d’Aubusson kendisini bir hükümdar gibi karşıladı ama, artık o, Hıristiyan dünyasının çok değerli tutsağıydı. d’Aubusson, bu değerli tutsağı sürekli Rodos’ta tutamayacağından 2 Ey lül 1482’de Fransa’ya gönderdi. Keşifler, Rönesans ve Reform çalkantılarıyla yeni bir çağa girmekte olan Avrupa’nın kucağına düşen Fatih’in oğlu, müslüman ve muzaffer Osmanlı’ya karşı gerçekten değerli bir kozdu. Cem bu pahalı varlığının ya nı sıra, romantik kişiliği, kültürü ve serüvenleriyle de Batı’nın ilgisini çekmeye başladı.Avrupa’daki veba salgını ve her an kaçırılma korkusu yüzünden, şövalyeler onu kent kent gezdirmek zorunda kaldı. Batı edebiyatında Zizim adıyla çeşitli eserlere konu olan Cem’in Osmanlı diva n edebiyatında da önemli yeri vardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder