- Malkoçoğulları, adı Malkoç
Bey olan ve 1389 yılında 1.Kosova savaşında
sağ cenah okçu kumandanı olarak savaşmış, 1. Murat
ile Yıldırım Beyazıt zamanında Balkan
ülkelerine yapılan akınlarda görev yapmış, Türkmen kökenli bir akıncı beyinin
soyundan gelen aile mensuplarına verilen isimdir. Malkoçoğulları
14. 15. ve 16. yüzyıllarda Fatih Sultan Mehmet ve II.Beyazıt devirlerinde
yaşamış ve özellikle Rumeli’de yaptıkları başarılı akınlarla tanınmışlardır.
Malkoçoğlu ailesi 1300 lü yıllardan başlayarak geniş bir aile ağacı olarak
günümüze kadar süregelmiş köklü bir sülaledir.
Çizerimiz
eser sahibi Ayhan Başoğlu hakkında yukarıda yer alan satırlardaki biyografik
açıklamada, Malkoçoğullarının kim
olduğunu ve sülalesinin tarih boyunca hangi mevkilerde ne gibi görevler
üstlendiğini kısa alıntılarla da olsa belirtmiştim. Bu film ile ilgili olarak
Malkoçoğulları hakkındaki bilgilerin tekrarından kaçınarak,
Malkoçoğlu Ali Bey'in (Cüneyt
Arkın) ilk kez karşılaştığı Kazıklı
Voyvoda hakkındaki bilgiye yer vermek gereğini duydum. Çünkü bu film Kazıklı
Voyvoda ile Ali Bey'in karşı karşıya kaldığı bir filmi konu almaktadır.
Voyvoda
III. Vlad Tepeş (Mart 1431–Aralık 1476),
Kont Drakula veya Kazıklı Voyvoda 1448,
1456-1462 yılları arası ve 1476 yıllarında Eflak beyliğinin voyvodası (prens)
idi. Voyvoda III. Vlad düşmanlarını (özellikle esir aldığı Osmanlı askerlerini)
kazıklara çakarak işkenceyle öldürmesiyle tarihe geçmiştir.
Osmanlılar'a
yenilen Vlad'ın babası onu rehin olarak Osmanlılar'a vermişti. 1442-1448
yıllarını tutsak olarak yaşadı. 1448'de İkinci Kosova Savaşı sonrasında Osmanlı
desteğiyle Eflak'ın başına geçme girişiminde bulundu, ancak kısa bir süre sonra
Macaristan tarafından desteklenen Eflak voyvodası II. Vladislav tarafından yenilgiye
uğratıldı ve Boğdan'a sürgüne gitti. Erdel beyi János Hunyadi (Hunyadi Yanoş)
1456'da Belgrad şehrini Osmanlı kuşatmasına karşı savunmaya giderken Vlad'ın
komutasına Güney Erdel'in savunmasını sağlamak için bir ordu verdi. Bu durumdan
faydalanan Vlad Eflak'a bir sefer düzenledi ve II. Vladislav'ı öldürerek III.
Vlad adıyla Eflak voyvodası oldu. Bu görevi 1456'dan 1462'ye değin sürdürdü. Bu
tarihler arasında rakiplerini çeşitli yöntemlerle cezalandırdı ve idam etti; bu
yöntemler arasında en ünlüsü olan "kazığa geçirme", ölümünden sonra
kendisine "Kazıklı Vlad" (Vlad Ţepeş) adının verilmesine neden
olacaktı. (Kazığa geçirilenlerin kanlarını fıçılarda toplatıp şarap gibi
içtiğine dair söylentiler daha sonra onun bir vampir olduğu efsanesi'ni
yarattı.) Voyvoda 1459 yılından itibaren Osmanlı İmparatorluğu'na vergi
ödemeyi reddetti ve Macaristan Krallığı'yla ittifak yaptı.
1460-1461 yılları
arasında Tuna nehrini geçerek Sırbistan'a ve Karadeniz kıyısına kadar ilerledi.
Kendi ifadesiyle 23.884 Türk ve Bulgar'ı öldürdü. 20.000 Osmanlı savaş esirini
kazığa geçirdi. Bu gelişmeler karşısında Osmanlı ordusu 1462 yılında padişah
II. Mehmet komutasında Eflak voyvodasına karşı sefere çıktı. Mahmut Paşa'nın
hatıratına göre çok uzun mesafeler boyunca Osmanlı askerleri içilecek bir damla
bile su bulamadı. Sıcak dayanılır gibi değildi. Türk askeri Eflak'ın başkenti
Târgovişte'ye ulaştığında Fatih Sultan Mehmet'in gördüğü manzara yaklaşık 5
kilometre boyunca kazıklarla dizili bir alandan geçiyordu. Alan yaklaşık üç
kilometre boyunda bir kilometre enindeydi. Yerde uzun kazıklar dikiliydi.
Yaklaşık 20 bin kadar insan erkek, kadın ve çocuk olmak üzere kazığa geçirilmiş
durumdaydı. Bu kadar çok insanı kazıkta gören Osmanlı askerinin moralleri
bozuldu, aklını kaçıracak duruma geldi. Ancak Osmanlı ordusu 4 Haziran 1462'de
Târgovişte kalesini aldı. Vlad, II. Mehmet'e başarısız bir suikast girişiminde
bulunduktan sonra kaçtı ancak bulunduğu yerde taş üstünde taş bırakmadı, terk
ettiği topraklardaki kuyuları zehirledi, ekinleri yaktı, tüm hayvanları bile
öldürttü. Hapishanelerdeki mahkumları, cüzzamlı ve vebalıları salıverdi ve
Türklerin arasına karışmaya teşvik etti. Bu şekilde vebalıları salma yöntemini
kullanarak, daha önce başvurulmamış bir taktik kullanmıştır.
1462 yılında III. Vlad'ın ordularının
yenilmesiyle Eflak yeniden Osmanlı Devleti'ne bağlanmıştı. Vlad Macaristan'a
bağlı bir beylik olan Erdel'e kaçarak Macaristan kralı Matthias Corvinus'tan
yardım istedi. Ancak Eflak'taki Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı yeni yönetimi
tanımış olan Macaristan, yardım talebini kabul etmedi. Vlad Matthias
Corvinus'un emriyle 1462 yılında tutuklandı ve Buda'ya getirildi. Önce
hapsedilen Vlad, daha sonra kral ve ailesiyle iyi ilişkiler kurdu. 1474 yılında
sürgün dönemi sona erdi. Bu tarihten itibaren Eflak'ı yeniden ele geçirme
planları yaptı. 1476 yılında kuzeni Stefan Cel Mare (Büyük Stefan) ile birlikte
Eflak'a döndü ve voyvoda ilan edildi. Aynı yıl 300 askeriyle birlikte yeniden
Osmanlı ordularına yenildi. Esir alınan askerleri kazıklara oturtuldu.
Öldürülen III. Vlad'ın kesilen başı öldürüldüğün ü ispat etmek için
İstanbul'a II. Mehmet'e gönderildi. (kyn: tr.wikipedia.org)
Film
hakkında şöyle demiştik: kahramanımız Cüneyt Arkın’ı ilk kez “Kazıklı Voyvoda “
ile karşı karşıya getiren bir filmdir. Filmin teknik
kadrosu diğer Malkoçoğlu dizileriyle aynı,
gene yönetmen Süreyya Duru,
yapımcı baba Naci Duru. Senaryo Bülent Oran ve Remzi Jöntürk’e ait. Kamerada ise ilk filmin yönetmeni Mahmut Demir var.
Romancımız Abdullah Ziya
Kozanoğlu’nun Malkoçoğlu romanının, Ayhan Başoğlu tarafından resimli roman olarak yayınlanmasının ardından
1966-1972 yılları arasında yedi tane Malkoçoğlu filmi, seri olarak çekilmiştir.
Böyle sevilen ve seyirci tarafından ilgiyle izlenecek filmin yapımını tümüyle
üstlenen Duru film 1969 yılında bir başka film serisine daha el
atmıştır.
Bu
serinin değişmeyen oyuncu kadrosundaki tek insan Malkoçoğlu rolünde Cüneyt Arkın’dır. Görev alan
diğer oyuncular ise; Sezer Güvenirgil (Prenses Yolanda), Yıldırım Gencer (Vlad
Çepeş), Yılmaz Köksal (Ejder), Kaan
Batur, Leman Öztürk, Atila Sarar, Remzi Jöntürk, Ahmet Turgutlu (Esir Tüccarı),
Behçet Nacar (Rahip), Kamer Baba (Büyücü), Lütfü Engin (Zindancı), Baykal Kent,
Süheyl Eğriboz, Hikmet Gül, Adnan Mersinli, Meral Kurtuluş, Erdoğan Seren,
Murat Düzer, "Malkoçoğlu
Ali Bey, Mora seferi dönüşünde köyünün yakılıp yıkıldığını, karısı ve
adamlarının öldürüldüğünü görür. Kazıklı Voyvoda'dan intikamını almak ve
kaçırdığı oğlunu kurtarmak için Ejder'le yola çıkar. Bir esir pazarında gördüğü
bir kızı almaya çalışır. Bu kız aslında bir prensestir. Fakat prenses
kaçırılır. Malkoçoğlu ve Ejder tuzağa düşürülüp esir edilir. Burada bilmeden
oğluyla dövüştürülür ama son an da anlar
kurtarılan Türk esirlerle voyvoda öldürülür.”
Türündeki
anlatımından da anlaşılacağına göre Malkoçoğlu serisi olarak çekilen yedi filmde konular birbirine girift olarak yer
almaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder