1966
yılında çekilen Malkoçoğlu filminden sonra ertesi sene 1967’de bir başka
Malkoçoğlu serisinden “Malkoçoğlu
Krallara Karşı” filmi sinemaya aktarılır,ertesi sene Malkoçoğlu’nun devamı
niteliğinde “Malkoçoğlu Kara Korsan”
filmini mercek altına alalım. Tabi devamı niteliğinde olduğu için, bu filmi de baba Naci
Duru (1906-1984) ve oğul Süreyya Duru beyaz perdeye aktarmış. Bu kez senaryo
yazılımında bir değişiklik yapılmıştır. Filmin hikayesini filmin afişinden ve
jeneriğinden göreceğimiz üzere Remzi
Jöntürk (1936-1987) yazmış ve Bülent Oran (1924-2004) senaryolaştırmış.
Ali Yaver bol aksiyonlu, kalabalık
bir figüran topluluğunu teşkil eden tarihi filmi kamerasıyla görüntülemiş. Tabii Malkoçoğlu
Cüneyt Arkın, baş rolde olmak üzere, Nebahat Çehre (Prenses Dominic
Elena), Tanju Gürsu (Prens Lucia), Birsen Ayda (Anna de Cordoba), Kayhan
Yıldızoğlu (Rahip), Ferhan Tanseli (1927-1999), Behçet Nacar, Sevgi Can, Remzi
Jöntürk, Nuri Candaş, Leman Öztürk, Necip Tekçe (1919-2004), Bahri Özkan, Can
Odabaşı, Arap Celal (1921-1993), Polat A. Cöntürk, diğer rollerde Malkoçoğlu’na yardımı
esirgememişler.
Kamera arkasındaki görünmeyen emekçiler ise;
Burhan Yeşildağ (Set amiri), Ahmet Öztan
(Set asistanı), Hayrettin Esen (Set asistanı), Nurettin İrişen ve Nurtekin Odabaşı (Reji asistanı), Yılmaz Akay
(Kamera asistanı), Recep Köseoğlu (Işık), Asistanlar Halil Yalçın, Ahmet Koç,
Kostüm ise Nehir İstanbul Triko, Marina Muradyan (Montaj), Semih Tekgöz
(Laboratuar), Yorgo İliadis (Seslendirme), görev almışlar. Filmin hazırlanışı
Ses Film stüdyosunda yapılmış, Erman Film stüdyosunda da seslendirilmiştir.
Kazlklı
Voyvoda Vlad Çepeş’i ortadan kaldırdıktan sonra Malkoçoğlu, bir sonraki
macerası olan Malkoçoğlu Kara Korsan'da korsan kılığına girmekle yetinmeyip Engizisyon'a da savaş
açar. Engizisyon Avrupa'nın bir çok kentinde baskılarını ve zulümlerini
sürdürmektedir. Osmanlı himayesindeki
Enez kenti de bunlardan biridir. Burada Engizisyon'un temsilcisi Demir
Bilek Lucio olarak bilinen bir prenstir (Tanju Gürsu). Aklını Şeytan'dan, ruhunu Azrail'den, neşesini kan, ölüm
ve şiddetten alan Lucio adamlarını, Osmanlı padişahı
II. Beyazıt’a karşı koz olarak
kullanmak için, kardeşi Cem Sultan'ın
şehzadesi Osman'ı kaçırmakla
görevlendirir.
Demir
Bilek Lucio'nun adamları gelmeden önce, bir grup Türk tarafından Avalonya'da
Selami Dede adlı birinin yanına
götürülen Şehzade Osman güvenlik altına alınmıştır. Demir Bilek'in adamları
"1500 Müslüman, 2000 Hıristiyan" esir alarak her yeri yakıp yıkarlar.
Olaya çok üzülen Sultan II. Beyazıt Malkoçoğlu'nu çağırtarak, ona Şehzade Osman'ı kurtarma ve
Demir Bilek Lucio'dan olanların hesabını
sorma görevini verir.
Malkoçoğlu
hemen işe koyulur. Ne kadar soğukkanlı olursa olsun geçtiği yerlerdeki Engizisyon mezalimi onu dehşete
düşürür. Bu arada Lucio'nun adamları
kendilerine karşı direnen bir grup asiyi
aramaktadır. Reislerinin kim olduğunu bilmedikleri
bu örgütü muhakkak yok etmelidirler. Çeşitli entrikalar ve baskılar
kullanarak asilerin toplantı yapacağı
yeri ve zamanı öğrenirler.
Malkoçoğlu
kılık değiştirerek bir hana gelir; taşkınlık
yapan bir grup korsanla karşılaşır ve tecavüz etmeye yeltendikleri bir
genç kadını ellerinden
kurtarsa da reislerinin (Necip Tekçe) Malkoçoğlu'na savurduğu bıçak son
anda araya giren kadına saplanır, ölmeden önce kadın Malkoçoğlu'na bazı bilgiler verir. Bu
bilgiler onu önce bir demirci ustasına, sonra da Kalecik boğazındaki Cuda
mağarasına götürür.
Cuda
mağarası asilerin toplantı yerdir. Asilerin reisi ise maskeli bir miğferle
yüzünü gizleyen bir kadındır. (Nebahat
Çehre). Malkoçoğlu mağaraya varmadan önce Lucio ve askerleri orayı basar,
asileri öldürürler fakat reisleri kaçmayı başarır, ama kaçarken askerlerin
attığı bir okla yaralanır. Yetişen
Malkoçoğlu onu demirci ustasının evine
getirip gizler. Yüzündeki maskeyi çıkarınca çok guzel bir kadın olduğunu görür. Kadın aslında Luucio'nun
nişanlılsı Elena'dan başkası değildir.
Lucio,
asilerin reisini ihbar edene yüklü miktarda ödül vereceğini etrafa yayınca
Malkoçoğlu ve demirci ustası, Elena'yı daha emin bir yere götürürler.
Malkoçoğlu da Korsan Ojeda kimliğine girerek Lucio'nun sarayına gelir, asilerin
reisinin elinde olduğunu, verilecek ödülü
almak için geldiğini söyler. Lucio'nun ablası Prenses Anna (Birsen Ayda)
Malkoçoğlu'ndan çok etkilenir, onu yemeğe davet eder; niyeti
Malkoçoğlu'nun yeteneklerini Engizisyon
yararına kullanmaktır.
Engizisyon
tüm hızıyla baskılarını sürdürmesine rağmen Şehzade Osman'ın yerini bulamamakta, bu konuda hiç kimseden bilgi alamamaktadır. Ne var ki
Malkoçoğlu yetişir, esirlerden birine
gizlice beylik yüzüğünü gösterir ve
kimliğini açıklar. Esir bu kez konuşur ve Şehzade Osman'ın yerini söyler. Sahte Kara Korsan Ojeda, esiri
konuşturduğu için Engizisyon'un güvenini kazanır ve Şehzade'yi esir alma
görevinin kendisine verilmesini ister.
Malkoçoğlu
Avalonya'ya doğru yola koyulur. Asilerin reisi de Avalonya'ya gelmiştir ve
Malkoçoğlu ile karşılaşır. Bu arada Lucio da Korsan Ojeda olarak bildiği
Malkoçoğlu'na pek güvenmediği için onu
izler ve peşinden Avalonya'ya gelir, Malkoçoglu'nu Elena ile birlikte yakalar.
Aradığı asilerin reisinin kendi
nişanlısı olduğunu gören Lucia çılgına döner. Malkoçoğlu arkasına bağlatıp sürükletir. Perişan bir hale
gel en Malkoçoğlu, Prensen Anna'nın
önüne getirilir. Prenses onu öldürtmez fakat zindana atılmasını emreder. Niyeti Malkoçoğlu'nu kendine bağlamaksa da
Malkoçoğlu kaçmayı başarır. Bu arada
Prenses Elena Engizisyon tarafından yakılarak ölüme mahkum edilmiştir. Müslüman
esirler ve onlara katılan Elena tekbir getirirler. Birden bir yağmur boşanır
ateşleri söndürür ve aniden Malkoçoğlu belirir. Malkoçoğlu esirleri
kurtarıp bir dizi atraksiyonla
ortalığı yakıp, yıkar. Elana
Anna'yı öldürür, Malkoçoğlu da
Lucio’yu. Enez kenti böylece
Engizisyon'dan kurtulur ve Şehzade
Osman'ın güvenliği sağlanmış olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder