Translate

13 Mart 2020 Cuma

MALKOÇOĞLU KARA KORSAN (1968) /Ayhan Başoğlu


 1966 yılında çekilen Malkoçoğlu filminden sonra ertesi sene 1967’de bir başka Malkoçoğlu  serisinden “Malkoçoğlu Krallara Karşı” filmi sinemaya aktarılır,ertesi sene Malkoçoğlu’nun devamı niteliğinde “Malkoçoğlu Kara Korsan”  filmini mercek altına alalım. Tabi devamı  niteliğinde olduğu için, bu filmi de baba Naci Duru (1906-1984) ve oğul Süreyya Duru beyaz perdeye aktarmış. Bu kez senaryo yazılımında bir değişiklik yapılmıştır. Filmin hikayesini filmin afişinden ve jeneriğinden göreceğimiz  üzere Remzi Jöntürk (1936-1987) yazmış ve Bülent Oran (1924-2004) senaryolaştırmış.

Ali Yaver bol aksiyonlu, kalabalık bir figüran topluluğunu teşkil eden tarihi filmi  kamerasıyla görüntülemiş. Tabii  Malkoçoğlu  Cüneyt Arkın, baş rolde olmak üzere, Nebahat Çehre (Prenses Dominic Elena), Tanju Gürsu (Prens Lucia), Birsen Ayda (Anna de Cordoba), Kayhan Yıldızoğlu (Rahip), Ferhan Tanseli (1927-1999), Behçet Nacar, Sevgi Can, Remzi Jöntürk, Nuri Candaş, Leman Öztürk, Necip Tekçe (1919-2004), Bahri Özkan, Can Odabaşı, Arap Celal (1921-1993), Polat A. Cöntürk,  diğer rollerde Malkoçoğlu’na yardımı esirgememişler.

 Kamera arkasındaki görünmeyen emekçiler ise; Burhan Yeşildağ (Set amiri),  Ahmet Öztan (Set asistanı), Hayrettin Esen (Set asistanı), Nurettin İrişen ve  Nurtekin Odabaşı (Reji asistanı), Yılmaz Akay (Kamera asistanı), Recep Köseoğlu (Işık), Asistanlar Halil Yalçın, Ahmet Koç, Kostüm ise Nehir İstanbul Triko, Marina Muradyan (Montaj), Semih Tekgöz (Laboratuar), Yorgo İliadis (Seslendirme), görev almışlar. Filmin hazırlanışı Ses Film  stüdyosunda yapılmış,  Erman Film stüdyosunda da  seslendirilmiştir.

Kazlklı Voyvoda Vlad Çepeş’i ortadan kaldırdıktan sonra Malkoçoğlu, bir sonraki macerası olan Malkoçoğlu Kara Korsan'da korsan kılığına  girmekle yetinmeyip Engizisyon'a da savaş açar. Engizisyon Avrupa'nın bir çok kentinde baskılarını ve zulümlerini sürdürmektedir. Osmanlı himayesindeki  Enez kenti de bunlardan biridir. Burada Engizisyon'un temsilcisi Demir Bilek Lucio olarak bilinen bir prenstir (Tanju Gürsu). Aklını  Şeytan'dan, ruhunu Azrail'den, neşesini  kan, ölüm  ve şiddetten alan Lucio adamlarını, Osmanlı  padişahı  II. Beyazıt’a karşı  koz olarak kullanmak için, kardeşi  Cem Sultan'ın şehzadesi  Osman'ı kaçırmakla görevlendirir.

Demir Bilek Lucio'nun adamları  gelmeden  önce, bir grup Türk tarafından Avalonya'da Selami Dede adlı  birinin yanına götürülen Şehzade Osman güvenlik altına alınmıştır. Demir Bilek'in adamları "1500 Müslüman, 2000 Hıristiyan" esir alarak her yeri yakıp yıkarlar. Olaya çok üzülen Sultan II. Beyazıt Malkoçoğlu'nu  çağırtarak, ona Şehzade Osman'ı  kurtarma ve  Demir Bilek Lucio'dan olanların hesabını  sorma görevini verir.

Malkoçoğlu hemen işe koyulur. Ne kadar soğukkanlı olursa olsun geçtiği  yerlerdeki Engizisyon mezalimi onu dehşete düşürür.  Bu arada Lucio'nun adamları kendilerine karşı  direnen bir grup asiyi aramaktadır. Reislerinin kim  olduğunu bilmedikleri bu örgütü muhakkak yok etmelidirler.  Çeşitli entrikalar ve baskılar kullanarak asilerin toplantı yapacağı  yeri ve zamanı öğrenirler.

Malkoçoğlu kılık değiştirerek bir hana gelir; taşkınlık  yapan bir grup korsanla karşılaşır ve tecavüz etmeye yeltendikleri bir genç  kadını  ellerinden  kurtarsa da reislerinin (Necip Tekçe) Malkoçoğlu'na savurduğu bıçak son anda araya giren kadına saplanır, ölmeden önce kadın  Malkoçoğlu'na bazı bilgiler verir. Bu bilgiler onu önce bir demirci ustasına, sonra da Kalecik boğazındaki Cuda mağarasına götürür.

Cuda mağarası asilerin toplantı yerdir. Asilerin reisi ise maskeli bir miğferle yüzünü  gizleyen bir kadındır. (Nebahat Çehre). Malkoçoğlu mağaraya varmadan önce Lucio ve askerleri orayı basar, asileri öldürürler fakat reisleri kaçmayı başarır, ama kaçarken askerlerin attığı  bir okla yaralanır. Yetişen Malkoçoğlu onu demirci ustasının  evine getirip gizler. Yüzündeki  maskeyi  çıkarınca çok guzel bir kadın  olduğunu görür. Kadın aslında Luucio'nun nişanlılsı Elena'dan başkası değildir.

Lucio, asilerin reisini ihbar edene yüklü miktarda ödül vereceğini etrafa yayınca Malkoçoğlu ve demirci ustası, Elena'yı daha emin bir yere götürürler. Malkoçoğlu da Korsan Ojeda kimliğine girerek Lucio'nun sarayına gelir, asilerin reisinin elinde olduğunu, verilecek ödülü  almak için geldiğini söyler. Lucio'nun ablası Prenses Anna (Birsen Ayda) Malkoçoğlu'ndan çok etkilenir, onu yemeğe davet eder; niyeti Malkoçoğlu'nun  yeteneklerini Engizisyon yararına kullanmaktır.

Engizisyon tüm hızıyla baskılarını sürdürmesine rağmen Şehzade Osman'ın  yerini bulamamakta, bu konuda hiç  kimseden bilgi alamamaktadır. Ne var ki Malkoçoğlu yetişir,  esirlerden birine gizlice beylik yüzüğünü  gösterir ve kimliğini açıklar. Esir bu kez konuşur ve Şehzade Osman'ın  yerini söyler. Sahte Kara Korsan Ojeda, esiri konuşturduğu için Engizisyon'un güvenini kazanır ve Şehzade'yi esir alma görevinin kendisine verilmesini ister.

Malkoçoğlu Avalonya'ya doğru yola koyulur. Asilerin reisi de Avalonya'ya gelmiştir ve Malkoçoğlu ile karşılaşır. Bu arada Lucio da Korsan Ojeda olarak bildiği Malkoçoğlu'na pek güvenmediği  için onu izler ve peşinden Avalonya'ya gelir, Malkoçoglu'nu Elena ile birlikte yakalar. Aradığı asilerin reisinin kendi  nişanlısı olduğunu gören Lucia çılgına döner. Malkoçoğlu  arkasına bağlatıp sürükletir. Perişan bir hale gel en Malkoçoğlu, Prensen Anna'nın  önüne getirilir. Prenses onu öldürtmez fakat zindana atılmasını emreder.  Niyeti Malkoçoğlu'nu kendine bağlamaksa da Malkoçoğlu  kaçmayı başarır. Bu arada Prenses Elena Engizisyon tarafından yakılarak ölüme mahkum edilmiştir. Müslüman esirler ve onlara katılan Elena tekbir getirirler. Birden bir yağmur boşanır ateşleri söndürür  ve aniden  Malkoçoğlu belirir. Malkoçoğlu esirleri kurtarıp bir dizi  atraksiyonla ortalığı  yakıp, yıkar. Elana Anna'yı  öldürür, Malkoçoğlu da Lucio’yu.  Enez kenti böylece Engizisyon'dan kurtulur ve  Şehzade Osman'ın  güvenliği sağlanmış olur. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder