1885 yılında Selanik'e
bağlı Katerina ile Alasonya kasabaları arasındaki bir dağ köyünde doğdu. Asıl
adı Enis Avni'dir. Önceleri Enis Avni, sonraları ise, Aka Gündüz adıyla eserler
verdi.
İlk tahsilini Serez'de İncili Mektebde ve Selanik'deki Şemsi Hoca
Mektebinde tamamladı. Bir müddet Selanik Askeri Rüşdiyesi'ne devam ettiyse de
1896 Yunan Harbi esnasında Eğrikapı Rüşdiyesi'ne nakledildi. Daha sonra
İstanbul'a gelerek Mekteb-i Sultanisinin idadi kısmı, Edirne Askeri İdadisi ve
Kuleli Askeri İdadisinde okudu. Hastalığı sebebiyle Harbiyenin ikinci
sınıfından ayrıldı. Paris'e giderek bir müddet Güzel Sanatlar Okulu ve Hukuk
Fakültesine devam etti. Ancak hiç birini bitiremeden üç yıl sonra geri döndü.
1910 yılında Selanik'e sürgün edildi. Adana'daki Ermeni olayları üzerine oraya
tayin olunan Bahriye Nazırı Cemal Paşanın maiyetinde on dört ay Vilayet Meclisi
İdare Başkatibi olarak çalıştı.
Aka Gündüz, 31 Mart Vak'ası üzerine gönüllü yazıldığı Hareket
Ordusuyla İstanbul'a geldi. İşgal kuvvetleri tarafından Malta'ya sürüldü.
Ankara Hükumetinin teşebbüsüyle yurda döndü. Cumhuriyetten sonra 1932 - 1946
yılları arasında milletvekili oldu ve Kasım 1958'de Ankara'da öldü.
1920 yılında Alay Dergisini çıkardı. Çocuk Bahçesi ve Genç Kalemler
dergilerinde çıkan yazılarıyla dikkati çekti. Sade dil görüşüne bağlı olup
Milli Edebiyat akımı içinde yer almıştır.
Eserlerinde millet sevgisinin neticesi olarak geniş halk zümreleri
ile bunların ıstırapları işlenmiştir. Cümleleri ateşli ve kısadır. Eserleri
hayat tecrübesini verir. [1]
Aka
Gündüz‘ün sayısı oldukça fazla olan romanlarından pek çok da kahramanı olacağı
tabiİdir. Yalnız roman kahramanlarının isim bolluğuna bakarak, onların kişilik
bakımından zengin bir görünüşü olduğunu sanmak doğru değildir. Pek çok
kahraman, başka başka romanlarda, farklı isim, çehre ve kılıkta yeniden
karşımıza çıkar. Bu kahramanlar arasında ilk sırayı çeşitli sebeplerle düşmüş
veya düşürülmüş kadınlar alır. Bundan başka, Millî Mücadele’yi yapan her
kategoriden insanlar, inkılâpçılar, dejenere sosyete mensupları, ‘eski Osmanlı
artıkları’, köylüler, hayatlarını batıl itikatların yönettiği halk, mürebbiyeler,
haydutlar, uyuşturucu kullananlar, viranelerde yaşayanlar, bir de Atatürk gibi,
İnönü gibi devlet adamları, yahut Reşat Nuri, Yakup Kadri gibi yazarlar vardır.
Aka
Gündüz, yarattığı bu çeşitli sınıflara mensup kahramanlar ile, büyük bir sosyal
değişme geçiren Türk cemiyetinin panoramasını çizmek istemiştir. “Aka Gündüz‘ün
kahramanlarına bakış tarzı genellikle sübjektiftir. Bazı romanları birinci
şahıs zamiri ile yazılmıştır. Bu durumda yazar, okuyucu ile kahramanın arasına
girmeden, tezini daha sa mimi olarak savunmaktadır [2]
Eserleri; Türk Kalbi (hikaye, 1911),
Türk'ün Kitabı (hikaye, 1911), Kurbağacık (hikaye, 1919), Dikmen Yıldızı (roman,
1927), Odun Kokusu (roman, 1928), Tank-Tango
( roman, 1928), Hayattan Hikayeler (hikaye 1928), İki Süngü Arasında (roman,
1929), Yaldız (roman, 1930), Çapkın Kız (roman, 1930), Aysel (roman, 1932), Ben
Öldürmedim (roman, 1933), Onların Romanı (roman, 1933), Kokain (roman, 1935), Üvey
Ana (roman, 1935), Üç Kızın Hikayesi (roman, 1933), Aşkın Temizi (roman, 1937),
Çapraz Delikanlı (roman, 1938), Zekeriya Sofrası (roman 1938), Mezar Kazıcılar
(roman, 1939), Giderayak (roman, 1939), Yayla Kızı (roman, 1940), Bebek (roman,
1941), Bir Şoförün Gizli Defteri (roman, 1943), Eğer Aşk... (roman, 1946), Sansaros
(roman, 1946), Bir Kızın Masalı (roman, 1954)
Türk edebiyatına
sayısız eserler veren Aka Gündüz'ün burada inceleyeceğimiz altı eseri;
"Allah Kerim", "İki Süngü Arasında", "Bir Şoförün
Gizli Defteri", "Üç Kızın Hikayesi", "Dikmen Yıldızı"
ve "Üvey Ana" iki kez olmak üzere,
sinemada beyaz perdeye aktarılmıştır.
[1]
https://www.turkedebiyati.org/yazarlar/aka-gunduz.html
[2] Sema Uğurcan,
.biyografya.com/biyografi/1423
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder