Translate

2 Mart 2020 Pazartesi

DİKMEN YILDIZI (1962)


 Senaryo ve Yönetmen:  Asaf Tengiz, Kamera: Hayrettin Işık, Yapım: Nil Film/Seyit Borteçin, Oyuncular: Türkan Şoray (Yıldız), Önder Somer (Murat), Salih Tozan, Mümtaz Ener, Özer San, Fehmi Tengiz, Reha Kıral, Güler Ersoy

 Konu: Yıldız, İzmir'in tanınmış ailelerinden birinin kızı­dır. Murat adlı bir hava yüzbaşısı ile sevişmektedir. Za­man, İstiklâl Savaşı'nm bunalımlı yıllarıdır.. Kendi ça­pında savaşa katılıp belirli yararlıklar da gösteren ve sonunda kendisini Ankara'da bulan Yıldız, orada «Dik­men Yıldızı» diye anılır.

Vatanseverliği oranında aşırı bir hassaslığa sahip bulunan Yıldız, bir gün kendini kapkaranlık bir dünya içinde buluyor: Muratla gizli bir aşk gecesi yaşadığı, on­dan gebe kaldığı inancına varır. Onu bu inanca götüren sarsıntı, Murat'ın birden kayıplara karışması, ne oldu­ğu bilinmemesidir. Genç kız, bu inançla bir gün, kuca­ğında bebeği bulunduğu halde, Ankara savcısına başvu­rarak korkunç bir açıklamada bulunur. Buna göre: Kendisini akrabalarından Nedim'le evlendirmek iste­yen babası, aile doktorları, emektar adamlarından Sü­leyman Çavuş bir araya gelmiş sevgilisi Murat'ı ve ikiz çocuklarından birisini boğup kayalardan aşağı atmışlar­dır. Şimdi katiller, elinde kalan bu çocuğunun da pe­şindedirler.

Savcı, bu korkunç ihbar karşısında harekete geç­mek üzere iken, Yıldız'ın babası Kâmil Beyle doktoru karşısında bulur. Dertli baba savcıya durumu anlatır. Kızı Yıldız'ın ona anlattıklarından sadece Murat adlı gencin var olduğu bir gerçektir. Ancak bu genç bir gün ansızın ortadan kaybolmuş ve cepheden kendisinin şe­hit olduğuna dair bir haber alınmıştır. Bu haber kızda korkunç bir şok yaratmış ve kısa zamanda zavallıyı bir sabit fikir hastası yapmıştır. Bu sabit fikre göre Murat cephede ölmemiş, onu babası Kâmil Bey ve yardımcıları öldürmüşlerdir. Kâmil Bey savcıyı inandırmak için, onunla birlikte, yan odada bulunan Yıldızın yanma ge­çer Yıldız, babası ile doktoru görünce savcıya: «Bakınız bu çocuğumu da boğmaya geldiler» diye haykırır Dok­torun ve babasının işaretiyle, genç kızın kucağındaki nesnenin yüzünü açan savcı, bunun bir taşbebek oldu­ğunu görerek durumu kavrar.
 Şimdi, savcı da dahil, bütün tanıdıklar bu zavallı genç kızı tedavi için elbirliği etmişlerdir. İlk iş olarak Yıldız'ı Ankara'dan ve Dikmenden ayırma yoluna baş­vurulur. Genç kızın yanma vefalı bazı dostlar katarak onu Çankırı, İnebolu dolaylarına geziye yollarlar. Bu arada savcı, usulünce yazdığı mektuplarla, Yıldız'a, sev­gilisi Murat'ın babası, yakınları tarafından boğulmadığını, cephede şehit olduğunu telkin eder. Genç kız yavaş yavaş bu telkinlere inanır. Çevresindeki şehit yavrula­rına kendisini adayarak sağlığını yeniden kazanır.

Bu arada Yıldız'm yanına katılmış bulunan grup­tan bir adam ki Murat'ın babasıdır ve Yıldız ona hep «Beybaba» demektedir. Ona, artık tamamen iyileştiğini, bundan dolayı gerekli bir açıklama yapacağını söyler. Bu açıklamaya göre, Murat cephede şehit olmamış, giz­li bir görevle düşman safları arkasına yollanmıştır; ne var ki bundan sonra da ondan gerçekten bir haber alı­namamıştır.
Ankara'ya dönen Yıldız ve arkadaşları, kısa bir sü­re sonra «Büyük Taaruzun başlayıp hızla gelişmesi­nin sevinci ve coşkunluğu içinde  İz­mir'e doğru yollanırlar. Bu yolculukta Beybaba'nm oğ­lunu, Yıldızın sevgilisini bulma ümitleri en büyük rolü oynamaktadır.

Yanmış yakılmış, fakat düşmandan kurtarılmış İzmire varırlar. Beybaba, oğluna görevi veren en büyük makama «Başkumandan»a gidip Murat'ın ölü mü sağmı olduğunu sorar. Başkumandan ona kesin ve belirli "bir cevap vermez; ertesi gün Dikmen Yıldızı'm da alıp gelmesini söyler. Bu tutum, ikisini de kötümserliğe düşürür. Ertesi gün yaşlı adamla genç kız yeniden «Paşa» nın huzuruna çıkarlar. Paşa, genç kıza, metin olmasını söyleyip Murat'ın bu sefer gerçekten öldüğünü bildirir ve «Ondan kalan şeyler,» diyerek kendisine bir paket uzatır.

Yıldız, metin olmaya çalışarak, paketi alır; fakat titreyen ellerinden düşen paket bir anda açılır. Beybaba'nm ve genç kızın şaşkınlık sevinçleri içinde ortaya, artık binbaşılığa yükselmiş bulunan Murat'la Dikmen Yıldızı'nın nikâh-düğün davetiyeleri dağılır. Onlara gü­zel bir sürpriz yapan «Başkumandan», Murat'm bitişik -odada beklemekte olduğunu bildirmesi üzerine Yıldızla yaşlı adam -ölesiye bir mutlulukla- y an odaya, Murat'ın yanına koşarlar. [1]


[1]  (http://www.muhakeme.net/sandik1/dikmen-yildizi-roman-ozeti/)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder