Translate

2 Mart 2020 Pazartesi

CENGİZ HAN’IN HAZİNELERİ (1962)


   "Karaoğlan" Cengiz Han’ın Hazineleri’nde,  sonraki yıllarda bir film dizisini oluşturacak olan Karaoğlan beyaz perdede ilk kez görülür. Önce Suat Yalaz’ın fırçasında hayat bulan bu Karaoğlan’ın serüvenleri, Cengiz Han'ın Hazineleri’nde bambaşka bir Karaoğlan ile seyirci karşısına çıkacaktır.…
Senaryoyu hazırlayan Suat Yalaz her ne kadar çizgi romanının kişilerine, çevresine sadık kalmak istemişse de zorunlu olarak Karaoğlan’ın bu macerası “tarihsel güldürü” türünün kural ve gereksinmelerine uymuştur. 'Tarihsel güldürü  özellikle taşlamaya yönelen bir türdür.  Cengiz Han'ın Hazineleri'nde seyirciyi güldüren fakat hiçbir zaman taşlama sayılmayacak durumlar var. Hatta, genel  olarak, filmin tümü serüvenin bazı  kısımlarını  ciddiye almakta, buna karşılık güldürü  dozunu çoğu zaman  Orhan Günşıray ve Sami Hazinses ortaya çıkartmaktadırlar. 
Atıf Yılmaz’ın asistanlığını yapan kişi, daha sonraki yıllarda Jet rejisör diye nam salacak olan Çetin İnanç'ır. Müzikler Ruhi Su ve Yalçın Tura’nın, kamerayla olayları görüntüleyen ise kameraman Çetin Gürtop.  Filmin yapımı iki ortağa ait. Yerli Film şirketi adına  Atıf Yılmaz ve Orhan Günşiray.

"Kızıl Tuğ" romanından çıkan film
Kozanoğlu'nun  1926 yılında çalıştığı derginin kapağı için çizdiği resimle dalga geçen arkadaşlarına kızarak hazırladığı resme yazdığı hikaye girişi ve tefrikalar halindeki yazılarla ortaya çıkan Otsukarcı Ve Oğlu Kaan, ile Karaoğlan'ın bebeklik devrini başlatmıştır.
Romancımız Kozanoğlu, ilk romanı "Kızıl Tuğ"un çizgi romana dönüştürülmesi için Suat Yalaz’ı seçer. Yalaz 19 ağustos 1959 da "Cengiz Han'ın Hazineleri" adlı öyküyü Akşam gazetesinde çizmeye başlar. Bu döneme Karaoğlan'ın gençlik dönemi diyebiliriz. Abdullah Ziya Kozanoğlu ve Suat Yalaz, birlikte 9 adet "Kaan"  macerası hazırlarlar.
Suat Yalaz çizimlerinde Harold Foster'in Prince Valiant'ından oldukça etkilenmiştir. Abdullah Turhan, Nezih Dündar ve zaman zamanda M. Engin Aslan ile ortaklaşa çalışan Suat Yalaz pek çok serüvenin temelini tarih ve folklorumuzdan yararlanarak hazırlamış aynı ölçüde yabancı edebiyat örneklerini de senaryonun özüne maharetle katmayı başarmıştır. eserlerinde kullandığı dile büyük özen gösteren Suat Yalaz bazı maceralarda maceraların geçtiği zamanda konuşulan dili bilhassa tercih etmiş ve söz konusu maceraya ayrı bir ağırlık katmayı başarmıştır. öykülerinde cinsellik ve erotizmi düzeyli seviyede tutmuştur. Sertlik ve mizahı öykülerinin içine ustalıkla yerleştirmiştir.
 Karaoğlan kimdir ? Karaoğlan atletik, deli dolu, gözü pek ve mert bir Uygur genci olarak tanıtıldı. Bir kahramanda bulunması gerekli özelliklerin hemen hemen hepsine sahip görünüyor. İdeal insan tanımlanmasının içinde yer almakta, kötü alışkanlık diye nitelendirilen; içkiden uzak durmakta, kesinlikle yalan konuşmamaya çalışmakta, dolayısıyla genç okura sağlıklı göndermeler yapmaktadır. Karaoğlan göçebeydi, bir yerde uzun süreli kalmazdı. erkek çocuğa ad koymanın bir törenle gerçekleştirildiği bir dönemde yaşamasına rağmen böyle bir töreni görememişti. Daha el kadar bebe iken annesi bir çete tarafından katledilmiş, son anda yetişen babası bebeği kurtarmayı başarmış, yaralanmış olmasına rağmen bebeği bir ormancıya emanet ederek gitmişti. Bebek kendilerine ait olmadığı için yaşlı ormancı ve hanımı küçüğe ad vermemişler ancak simsiyah saçlarından dolayı ona Karaoğlan demekle yetinmişlerdi. Yıllar sonra ününü "Asya Kaplanı Karaoğlan" diye yapacak olan bu genç adam, babası kılıç ustası Baybora, karşılık bir dövüş esnasında tanıştığı ve dost olduğu, midesine düşkün olduğu kadar kavgaya da düşkün yaşlı savaşçı "Balaban", Semerkant'da hırsızlık yaparken yakaladığı ve kendisine aşık ettiği "Bayır Gülü", biraz kocamış, at uşağı "Çalık" gibi karakterlerinde küçümsenemez katkılarıyla, bizleri Orta Asya steplerinde özgürlük duygumuzu kamçılayan farklı bir dünyaya itmektedir. [1]
Filmin oyuncu kadrosunda yer alan isimler ve konusu da şöyledir: 
Orhan Günşıray (Karaoğlan), Fatma Girik (Çavdar Tarlası),  Öztürk Serengil “Hülagü” (1930-1999), Aysel Tanju “Ateş Parçası” (1940-2003), Atıf Kaptan “Tokta Bey” (1908-1977), Sami Hazinses “Kazgagası Çakır” (1925-2002), Nuri Altınok “Otsokarcı” (1921-1993), Mümtaz Ener “Çağatay Han” (1909-1989), Tülay Akatlar (Tolunay), Atilla Tokatlı (1932-1988), Ece Han, Hüseyin Satırlı,
 Konu:  Ölen Cengiz Han ve hazineleri bilinmeyen bir yere gömülür. Çoban Memiş'in Karaoğlan diye anılan adsız oğlu, oba gençlerinin sürekli alayları karşısında, Cengiz Han'ın hazinesini bulacağını ve güzeller güzeli torunu Tolunay'ı da alacağını söyler, hazineyi bulma yarışına diğer yarışmacılarla katılır. Otsokarcı hazinenin aranmasına karşıdır. Yarışmacılar doğa ile (Gobi çölü-kum fırtınası) mücadele ederken birbirlerini de engellemeye çalışırlar.
Karaoğlan yanına at uşağı olarak kaz gagası Çalık’ı da almıştır. yolda yanlarına Çavdar Tarlası adını verdiği Sünbül ve Ateş Parçası da katılır. Çölde, Karaoğlan'ın sürekli çatıştığı Hülagü'nün zehirlediği kuyudan su içen Ateş Parçası ölür, sonunda Otügen ormanına ulaşırlar; Karaoğlan, mezarı ve hazineyi bulur, Otsokarcı hazineyi beklemektedir, çatışırlar, Karaoğlan yenilir, Otsokarcı'nın babası olduğunu öğrenir artık bir adı vardır. Hülagü'nün yaptığı kötülüklerin hesabı sorulur. Karaoğlan Tolunay'ı hak etmiştir ama Çavdar Tarlası'nı seçer.
Kazanoğlu'nun romanı ile Suat Yalaz'ın çizgi-romanı detayda farklılıklar gösterirler, Yalaz, Karaoğlan tipini değişikliğe uğratarak kendi yazdığı/çizdiği çizgi-romanda sürdürür. (Kyn: Orhan Ünser)
Filmde adı geçen Cengiz Han kimdir ne yapmıştır? Bu konuda M. Necati Sepetçioğlu’un kaleme aldığı “Cengiz Han Destanı’na göz atalım.
Onuncu yüzyıl ortalarına doğru teşekkül etmeğe başlamıştır. En eski Oğuz ve Uygur soyuna ait bir kısım destanımsı söylentilerin, daha sona diğer Türk boyları arasında anlatılıp genişlemesi ve bunlara yapılan ilaveler, bilinen Cengiz Han Destanı’nın esasını teşkil etmektedir. Doha doğrusu Cengiz Han Destanı,  asıl bu söylentiler olan ve sonradon Cengiz Han'ın şahsiyeti ve adı etrafında toplanıp geliştirilen yakıştırma bir destan görünümündedir.
 Cengiz Han (1162 - 1227), baba tarafından Oğuz Han'a dayanmaktadır; ana soyundan da Altın Han'a varmaktadır. Altın Han Akdeniz'de, Malta'da. hüküm sürmektedir. Çok  güzel  bir kızı vardır. Altın Han, dillere destan olan bu çok güzel kızını, güneş  yüzü görmeyen, hiç bir yanından iç tarafına  hiç bir ışık sızdırmayan bir saraya kapatıp gözlerden ırak tutmaktadır. Günlerden bir gün, butün dikkatlere rağmen gün ışığı  Altın Han'ın güzel kızını bulur. Kızın, bu gün ışığındanan bir çocuğu olacağını anlayan Altın  Han utancını ve yüz  karasını  kimseye göstermemek için kızını, kırk cariye ile birlikte bir gemiye koyar denize salar.
Gemiye, denizde bir kahraman rastlar. Bu kahramanın adı Tumavi Mergen’dir. Altın Han'ın kızını görür görmez beğenir alır.  Klzln bir oğlu olur.  Adını Dobun Bayan koyarlar. Altın Han'ln kızının, Tumavi Mergen'den de   cocukları  olur. Bunlar da, Bilgüdey ve Büdenedey diye çağırılar. Dobun Bayan buyür, evlendirirler. Alanguva adında güzel bir kız alırlar. Dobun Bayan'ın, Alanguva'dan üc oğlu olur. Daha  sonra Dobun Bayan ölür.
 Dobun Bayan’ın ölümünden bir müddet sonra, onun bir nur halinde yeniden dünyaya döndüğü anlaşılır. Bu nur halinde dönüşten sonra, vine Alanguvan'ın kocası olmuştur ve Alanguva bir erkek çocuk daha doğurmuştur. Bu çocuğun adını Cengiz koyarlar.
Cengiz doğunca, ruhu nur halinde dünyaya dönmüş olan Dobun Bayan, kurt halinde dünyayı bir daha ter keder. Fakat, en çok kardeşleri, Cengiz'in hem nurdan doğmuş olduğuna hem de kendi kardeşleri olduğuna bir türlü inanmak istemezler. Kardeşlerine türlü eziyetler ederler. Fakat halk ötekilerden çok Cengiz'i sevmektedir.
Bir gün Cengiz kardeşlerinden kurtulmak için kaçar, dağda yaşamağa başlar. Türk boyları, aralarında temsilciler seçerek Cengiz'e gönderirler ve yaşamakta olduğu dağda Cengiz'i bulup kendilerine Han seçerler. Cengiz Han, bütün ömrünü yurduna ve milletine verir; Çalışıp didinir, dünyanın en büyük ve en sağlam devletlerinden birini kurar. Sonunda bu devleti çocuklan arasında taksim ederek ölür.


[1] www.resimliroman.net/kahramanlar/karaoglan/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder