Translate

2 Mart 2020 Pazartesi

BATTAL GAZİ DESTANI 1971


1971 yılında Ayşe Şasa’nın yazdığı senaryodan yönetmen Atıf Yılmaz tarafından filme aktarılır. Kamera: Çetin Tunca, Müzik: Miklós Rózsa, Yapım: Uğur Film sahibi Memduh Ün

Oyuncular: Cüneyt Arkın (Battal Gazi/Hüseyin Gazi), Fikret Hakan (Hammer), Meral Zeren (Elanora/Ayşe Hatun), Reha Yurdakul (Hileryon), Erden Aklan (Kiryos Alyon), Melek Görgün (İrene), Kerim Afşar (İmparator Leon), Ali Taygun (Polemon), Atıf Kaptan (Ömer Bey), Arap Celal (Tellal), Yusuf Sezer (Zindancı),  Baki Tamer (Tevabil Usta), Necip Tekçe (Saray muhafızı), Süheyl Eğriboz (Bizans askeri),Turgut Savaş, Ekrem Gökkaya (Abdüsselam), Tevfik Şen (Bizans Askeri), Muzaffer Civan (Kale Bekçisi), Oktay Yavuz (Bizans Askeri), Özdemir Akın (Bizans askeri), Gani De3de (Malatyalı Vezir), Aynur Akarsu (Faustina), Reşit Çıldam (Dilenci), Tarzan Baba  (Hekim), Niyazi Er (Budala Testor), Necati Er, Nesrin Nur

Oyuncu kadrosu dışında kamera arkasında, asıl zorluğu çeken ekipte adı geçenler ve görevleri de şu şekilde: Özdemir  Arıtan (kurgu), Duygu Sağıroğlu (sanat yönetmeni), Zeki Ökten (yönetmen yardımcısı) Namık Kılıç (reji asistanı), Niyazi Er (kostüm), Güven Erte (Dekor), Tuncer Aydınoğlu (ses kayıt), Sabri Aslankaya (prodüksiyon amiri),  

Konu: Babasının mezarı başında intikam yemini veren Battal Gazi ile, sonunda İslamiyeti kabul eden Bizanslı Hammer'in öyküsü.

 "Film de dikkati çeken bir diğer yön de etik-etnik öğelerin kullanılış dengesinde görülen tersliktir. Milli tarihimizde görülen, gerek destanlaşmış kişilerin ferdi, gerekse top yekun millet olarak ortaya konan mücadeleler, savaşlar hep belli ve ilahi bir sebebe dayanmakta; bu sebeple bütün bu mücadeleler, dini ve milli kaidelerin sınırladığı belli bir adalet ve ahlak çerçevesinde yapılmaktaydı; dolayısıyla bunun dışında olarak -sinemada olsun, edebiyatta olsun- gösterilmek istenen bir olaylar zinciri, en basit anlamıyla eserin gerçekliğini bozar; onu hiçbir temele dayanmayan bir macera ürünü haline getirir.” (Salih Sökmen, “Bugünkü Türk Sineması” Fetih Yayınevi, 1973)
Battal gazi 8. Yüzyılda yaşadığı tahmin edilen ve hakkında çeşitli inanışlar bırakmış bir kumandandır. Kendisi farklı kaynaklarda Türk, Arap, Anadolu yerli halkından olarak nitelenmiştir. Battal gazi hakkında bugüne ulaşabilmiş kaynaklar olarak bakabileceklerimiz, sadece mesnevi tarzı yazılmış, birbirini hem destekleyen hem de çelişen olgular içeren destanlar ve halkın hafızasında kalmış olan bilgilerdir. Yaşadığı tarihle ilgili kesin bir bilgiye sahip olmak istersek şöyle bir sonuca ulaşırız: Battal gazi destanında ve halk hikayelerinde battal gazinin Arap ordusuyla birlikte İstanbul’u kuşattığı bilinmektedir. Bu kuşatma hem denizden hem de karadan olmuştur. Başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Destanda Battal'ın düşmanı olan İmparatorun
ismi Leon'dur. Arap komutanına oyun oynayıp kuşatma başladığında İstanbul’a geçip İmparatorluğunu ilan etmiştir. Arap tarihinde 2. İstanbul kuşatmasının tarihi 717-718 dir. Bizans tarihinde de bu aynıdır ve Bizans tarihinde imparator 3. Leonun tahta çıkma tarihi 717 dir. Destandaki Leon'un imparator 3. Leon olma olasılığı yüksektir. Yine destanda Battal Gazi'nin kuşatma sırasında yirmili yaşlarında olduğunu göz önüne alırsak Battal Gazi'nin doğum yılı 690-695 civarıdır. Battal gazi'nin ölüm yılının 740 olduğunda tarihçiler aynı görüşe  varmışlardır.
 Battal gazi hakkındaki genel tarihsel bilgi onun bir Arap kumandanı olduğudur. Hatta 'Battal' kelimesi de Arapça kökenli bir sözcüktür.  Ancak bu sözcük,  genel olarak Mezopotamya'da kullanılmaktadır. Battal Gazi'nin yaşadığı döneme bakacak olursak, Anadolu'da bir Türk veya Arap olgusunun olmadığı zamandır. Hakkındaki kaynaklara, yani mesneviler ve halk hikayelerine bakıldığında, kendisinin; Bizans kilisesinin zulmünden bıkan halkın hakkını savunmak için halktan bir ordu topladığı ve Bizans'la savaştığı görülmekte. Kilise kayıtlarında, o zamanki Anadolu halkının din inanışı lanetlenerek anlatılırken, bahsedilen inanç biçimi, 'pir'leriyle, ibadetleriyle, günümüz alevilerine çok benzemektedir. Kilisenin baskı yaptığı halk da bu halktır. Battal Gazi'nin halkın içinden çıkan bir kahraman olması, dışarıdan gelip de akıncılık yapması düşüncesinden daha yüksek bir ihtimal. 
O zamanlar ezilen ve dolayısıyla isyan noktasında Battal Gazi'nin etrafında toplanan halk, büyük olasılıkla bugünkü Anadolu Alevi’leridir. Günümüzdeki Battal Gazi'nin yaşatılmasına bakarsak, resmi tarih haricinde, alevi halk tarafından yaşatılmakta. Eskişehir ilinin Seyitgazi ilçesinde bulunan Battal Gazi türbesi, Alevi halkın her sene uğradığı yer olma özelliğindedir. O dönemdeki halk, çok büyük ihtimalle Anadolu'nun yerli halkıdır. fakat bu konudaki tartışmalar devam etmektedir. [1]
 Bizanslı Hammer usta ile ilgili çeşitli bilgilere ulaşılmaktadır. Özellikle ölümü arkasından ve mezarının bulunduğu yer açısından farklılıklar gösteren bu  duruma açılım sağlayan haftalık “Nizam-ı  Alem” dergisinde Hammer’in  Müslüman olduktan sonra Anadolu’nun müslümanlaştırılması için çalışan bir Alperen olduğu belirtilmekte ve mezarının da Sivas’ta bulunan Çermik kaplıcasının bulunduğu yüksek bir kayanın üstünde olduğu yazılmaktadır.  Hammer’in kişiliğinin kaynaklarda doğruluğu tartışılmazsa da mezarının bulunduğu yer hakkında çelişki mevcuttur. 

Bu iki ayrı görüşe de burada yer vermekte fayda var sanırım.
Hammer Usta aslında VII.yy'da Bizanslı bir komutan olarak Türklere karşı savaşmış daha sonra Battal Gazi ile tanıştıktan sonra Müslüman olup Anadolu’nun müslümanlaşması için mücadele etmiş bir Alperendir. Sivas yakınlarında Soğuk Çermik civarında çok şiddetli bir savaş olur. Bu savaşta Hz. Cafer, Ahmed isimli bir kafirle cenge tutuşur ve onu yener. Hz. Cafer'in yiğitliği ve mertliği karşısında Ahmed müslüman olur.

 Müslüman olan Ahmed, Hz. Cafer'e Battal ismini verir. Hz. Cafer bundan sonra Battal Gazi ismiyle şöhret bulur. Battal Gazi de, Müslüman olan Ahmed'e Turan ismini verir. Ahmet Turan müslüman olduktan sonra Battal Gazi ve Abdulvehhab Gazinin yanında, müslümanların safında savaşa girer. Savaş şiddetlenir. Gazilerin çoğu şehit  düşer. Bu arada Ahmet Turan'da şehit olur. Ahmet Turan'ın cesedini bulurlar ve Sivas’ta bulunan Soğuk Çermik kaplıcasının bulunduğu yüksek yere, kayanın üstüne defnederler.
Bizanslı Hammer
…”Battal Gazi serisinde, Battal Gazi’nin oğluna güreşte yenilince müslüman olan şövalye Hammer usta’ya Battal Gazi’nin oğlunun verdiği isim. ” Usta gerçek bir şahsiyet… Mezarı Dolmabahçe’den Maçka istikametine çıkan (askeriyenin yanından) Swissotel personel girişinin yanındadır. Mezarında asılı kitabede şöyle yazıyor…”Ahmet Turani Hazretleri onuncu yüzyılda yaşamıştır. Bizans ordusunda kumandan olarak görev yaparken 984 yılında Malatya civarında, Emeviler’le Bizanslılar arasında yapılan savaşta, Seyyit Battal Gazi ile karşılaşmıştır. Çetin bir çarpışmadan sonra da dost olmuşlardır. Bir süre sonra Müslüman olmuş ve Ahmet adını almıştır. Sonraları Battal Gazi ile birlikte birçok savaşa katılmış, İstanbul kuşatmalarından birinde şehit düşmüş ve şehit olduğu yerde defnolmuştur.Bir gece Sultan Abdülmecit Han, rüyasında Ahmed Turani Hazretlerini görmüş, “Sultanım! Yıllardan beri burada sıkılıyorum kurtar beni” demesi üzerine, türbesi buraya nakil edilmiştir.” Kitabede bahsedilen nakledilme Dolmabahçe sarayının Kuşluk Bahçesi’nden buraya olmuş. Süheyl Ünver’e göre saray personelinin arasında yaygınlaşan inanca göre Ahmet Turani’nin bedeni sarayın kuşluk bahçesinde kesik başı ise bahsettiğimiz türbenin olduğu yerde idi (vakıf kayıtlarında Baba Sungur Zaviyesi olarak geçer) ve Sultan Abdülmecid tarafından bedeni kesik başın olduğu kısma nakledilmiştir. Aynı mekanın yerinde Bizans dönemine ait bir ziyaret merkezinin olduğu düşünülmektedir. [2]


[1] (tr.wikipedia.org/wiki/Battal_Gazi)
[2] kyn: www.hayalleme.com internet sitesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder