Translate

5 Kasım 2024 Salı

PİANO PİANO BACAKSIZ (1990) "Kemal Demirel"

 

Yazarımızın anı kitabında yer alan “Evimizin İnsanları” adı altındaki hikâyeden senaryolaştıran ve yöneten: Tunç Başaran, Görüntü Yönetmeni: Colen Molinier, Yapım: Çiçek Film/Arif Keskiner, Jale Onanç 

 Oyuncular: Rutkay Aziz, Emin Sivas, Serap Aksoy, Ayşegül Ünsal, Yaman Okay, Taner Barlas, Yalçın Güzelce, Meral Çetinkaya, Özcan Özgül, Suna Selen, Meriç Başaran, Cemal San, Sabriye Kara, Müşfik Kenter, Menderes Samancılar 

Konu: 1940'lı yıllarda 'dışarıda' Dünya Savaşı tüm hızıyla sürerken, İstanbul'daki eski bir konağın odalarında yaşayan yoksul ailelerin sıcacık öyküsü. Sıkıntı diz boyudur, ekmek karneye bağlanmıştır, ama kahramanlarımız gene de güler yüzlü ve umutludur, çünkü her birinin geleceğe ilişkin düşleri vardır. O iyi insanlar ve yaşadıkları, sekiz dokuz yaşlarındaki bir çocuğun gözünden aktarılır. 

Annesi Kerime ve babası Kumarcı Hasan'la birlikte yaşayan Kemal, konaktakilerin neşe kaynağıdır. Mahallenin açık hava sinemasında çalışarak harçlığını çıkarmaya çalışan, ayağı çıplak, gömleği yırtık küçük çocuğun hayallerini, satın alacağı gıcır gıcır çizmeler süslemektedir. Konakta yaşayanların umudu olan dayısı Kerim onun gözünde tam bir kahramandır, çünkü yaşanan sefalete son verecek tek insandır. Kendi dünyasında yaşayan biraz garip bir adam olan Kerim'in düşlerinde ise İtalya'ya gitmek vardır. Bir de 'Hızır' dolaşır ortalıkta, en lazım olduğu anlarda yetişen... 

…Çoğu insanın şans yıldızı gökyüzündeyken küçük Kemal'in yıldızı eski konağın bahçesinde bulunan kör kuyunun içindedir. İnsanın yoksulu, üstelik Kemal gibi küçük bir çocuksa, barıştan yana, umuttan yanadır" diyerek tanımlar filmin başkarakterini. Kemal'in babasıyla birlikte yatağın yünlerini havaya atışı ya da hamur alması için verilen beş kuruşla beş kuruşluk bir pastanın karşısında nefis mücadelesi vermesi, filmin unutulmaz sahnelerindendir. Müşfik Kenter'in anlatıcı olarak sesiyle, Neşet Ruacan'ın müzikleriyle hayat verdiği "Piano Piano Bacaksız"da Rutkay Aziz'in, Kamile Teyze rolündeki Serap Aksoy'un, Hızır rolündeki Yaman Okay'ın ya da çalınan tavuğunu geri almaya çalışan Sıdıka Hanım'ı canlandıran Suna Selen'in katkıları da yüksek düzeydedir. Genellikle kapalı mekânda geçen, şehri, konağın çevresini bile geniş geniş göstermeyen film, Kemal Demirel'in hüzünlü bir iyimserlikle örülü masalsı romanını beyazperdeye neredeyse bire bir aktaran Tunç Başaran'ın edebiyat uyarlamalarındaki başarısını bir kez daha gözler önüne serer.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder