Sultan II. Abdülhamid’in hünkâr yaverlerinden Tahir Bey’in oğludur. İlköğrenimini çeşitli kentlerde tamamladı. Galatasaray Lisesindeki öğrenimini onuncu sınıfta iken annesinin ölümü üzerine yarıda bırakarak avukat kâtipliği ve Zonguldak Kömür İşletmesinde ambar memurluğu yaptı. Vakit, Haber, Son Posta, Karagöz gazeteleriyle, Yedigün ve Karikatür dergilerinde düzeltmen, sayfa sekreteri, röportaj yazarı ve çevirmen olarak çalıştı... 1938’de Nâzım Hikmet’le birlikte “askeri isyana teşvik” suçlamasıyla tutuklanarak Bahriye Davasında yargılandı. On beş yıla hüküm giydi.. Çankırı, Çorum, Kırşehir, Malatya cezaevlerinde on üç yıl (1938-1950) hapis yattı. Çorum cezaevinde iken Sedat Simavi’nin isteği üzerine serüven romanları yazmaya başladı. 1955’te, 6-7 Eylül Olayları’na karıştığı iddiasıyla altı ay tutuklu kaldı.
Aziz Nesin’le Düşün Yayınevini kurdu.
Önceleri kendi romanlarından birkaçını gazetelerde takma adlarla tefrika etti.
Bazı Senaryoları filme çekildi. Hayatının son yıllarını roman yazmak ve
yayımlamakla tamamladı. 1968’de davet edildiği Sovyetler Birliği’ne gitti.
1970’te akciğer kanserine yakalandı ve bir ameliyatla sol akciğeri alındı. Bu
hastalıktan iyileştikten bir süre sonra kalp yetmezliğinden öldü.
Türk edebiyatında roman geleneğine
kazandırdığı yeni bakış açısı ve sağlam tekniğiyle en güçlü romancılar arasında
yer aldı. Göl İnsanları (1955) kitabındaki dört öykü, romanlarına bir geçiş
olarak algılanabilir. Bu öykülerde Kemal Tahir, köylü tipleri ya da şehirde
çalışan gurbetçi köylülerin yaşam öyküleri işledi.
Yediçınar Yaylası, Köyün Kamburu ve Büyük
Mal adlı üçlemesi, Kırım Savaşı’ndan başlayarak Cumhuriyet dönemini de içine
alan süreç içinde ağalık kurumunun gelişmesini, insan ilişkilerini derinliğine
irdeleyerek sergiledi. Ağalık kurumu bunlardan başka Kelleci Memet romanında da
ele alındı. Namusçular’ı Malatya Cezaevi gözlemlerine dayanarak yazdı, bu roman
Karılar Koğuşu ve Damağası ile birlikte, suça itilen, çaresiz, zavallı
kadınlarla erkeklerin öykülerini ve cezaevi yaşantısını anlatır.
Devlet Ana, Osmanlı’nın aşiretten devlete
doğru gelişimini, Osmanlı’nın 600 yıl süren imparatorluğunu oluşturan güçleri
dile getirdi. Bu romanda Dede Korkut ve Evliya Çelebi’nin üslûbundan,
deyimlerden yararlanarak kıvrak, renkli bir dil oluşturdu. Sonradan TV’ye
uyarlanan ve 2000 yılına kadar gösterilmeyen Yorgun Savaşçı (1965) romanıyla
1967-68 Yunus Nadi Armağanını, Devlet Ana ile de 1968 Türk Dil Kurumu Roman
Ödülünü kazandı. Senaryolarını yazdığı “Haremde Dört Kadın” (1965), “Namusum
İçin” (1965), “Yarın Bizimdir” Göl
İnsanları adlı öyküsü “Güneşe Köprü” adıyla 1986’da Erdoğan Tokatlı, Karılar
Koğuşu 1989’da Halit Refiğ, Kurt Kanunu 1991’de Ersin Pertan tarafından filme
alındı. Yorgun Savaşçı H. Refiğ (1979) ve Tunca Yönder (1993) tarafından TV
dizisi olarak çekildi. (Kyn
www.biyografya.com)
Eserleri
Roman: Sağırdere (1955), Esir Şehrin İnsanları
(1956), Körduman (1957), Rahmet Yolları Kesti (1957), Yediçınar Yaylası (1958),
Köyün Kanburu (1959), Esir Şehrin Mahpusu (1962), Kelleci Memet (1962), Yorgun
Savaşçı (1965), Bozkırdaki Çekirdek (1967), Devlet Ana (1967), Kurt Kanunu
(1969), Büyük Mal (1970), Yol Ayrımı (1971), Namusçular (1974), Karılar Koğuşu
(1974), Hür Şehrin İnsanları (2 cilt, 1976), Damağası (1977), Bir Mülkiyet
Kalesi (2 cilt, 1977).
Öykü: Göl İnsanları (1955; yeni öyküler eklenerek, 1969).
Mektup: Kemal
Tahir’den Fatma İrfan’a (ilk eşine mektupları, 1979), Mektuplar (haz. C.
Yazoğlu, 1993).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder