Translate

6 Aralık 2024 Cuma

DUDAKTAN KALBE (1965) "Rşat Nuri Güntekin"

 

Yönetmen: Ülkü Erakalın,  Senaryo: Bülent Oran, Kamera: Turgut Ören, Yapım: Birsel Film/Özdemir Birsel
 

Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Cüneyt Arkın, Gönül Yazar, Muzaffer Tema, Esen Püsküllü, Erol Tezeren, Avni Dilligil, Gül Gülgün, Faik Coşkun, Rengin Arda

Konu: Reşat Nuri Güntekin’in Dudaktan Kalbe romanını ikinci çevirimi olan filmde konu aynı olduğundan burada aynı konuyu yazmanın gereksiz olduğunu düşündüm. Paris dönüşü birlikte olduğu sevgilisini terk edip, komşu çiftlik sahibinin kızıyla evlenen bir gencin aşk öyküsü anlatılmaktadır. 

YAPRAK DÖKÜMÜ (1958) "Reşat Nuri Güntekin"

Yönetmen-senaryo: Suavi Tedü, Kamera: Necati Tözüm, Yapım: Halk Film/Fuat Rutkay 

Oyuncular: Hadi Hün, Şaziye Moral, Mualla kaynak, Gül Gülgün, Suna Pekuysal, Muzaffer Nebioğlu, Selahattin Yazgan

     Konu: Ali Rıza Bey, şair ruhlu, içine kapanık, kendi hâlinde dürüst bir insandır. Prensipleri kendi prensipleriyle bağdaşmayan insanlarla çalışmak istemediği için şirketteki memuriyetinden istifa eder; Üsküdar'daki evine çekilir. Ali Rıza Beyin, Şevket isminde bir oğlu ile Fikret, Neclâ, Leylâ ve Ayşe adında dört kızı vardır. Oğlu Şevket yüksek maaşla bir bankaya memur olur; evin bütün yükü onun üzerine biner. Şevket, babası gibi iyi yetişmiş, karakterli, namuslu bir gençtir. Ailesine de son derece bağlıdır. 

     Bir süre sonra Şevket, Ferhunde adında hafif meşrep bir kadınla evlenir. Evde sık sık partiler düzenlenir. Hayriye Hanım, sırf kızlarına koca bulmak ümidiyle evde her değişikliğe razı olur. Şevket de olanlardan memnun kalmamasına rağmen belki de karısının tesiriyle kendisini bu hevese kaptırmıştır...

Eğlenceler ve toplantılar için lüzumsuz yere para harcanan evde maddî sıkıntılar başlar; kavgalar, türlü rezaletler ve sefalet birbirini takip eder. Ali Rıza Bey, çocuklarındaki bu korkunç değişiklikler karşısındaki hayret, şaşkınlık ve acı içinde kıvranmaktadır. Evdeki bu anormal havaya ayak uyduramayacağını anlayan Fikret Adapazarı'na yaşlı, dul bir adama gelin gider. Bu arada Şevket masrafları karşılamak için bankadan borç alır; sonra ödeyemez, hapse atılır. Böylece, ikinci yaprak düşer. Kocası hapisteyken Ferhunde evden kaçar. Bu üçüncü yaprağın düşüşü olur. Karısının kaçtığı haberini hapishanede babasından alan Şevket üzülmez, hatta bir belâdan kurtulduğu için memnun olur. (Sinematurk.com) 

DUDAKTAN KALBE (1951) "Reşat Nuri Güntekin"

 

Yönetmen Senaryo: Şadan Kâmil, Foto Direktörü: Şadan Kâmil, Yapım: Atlas Film/Nazif Duru

Oyuncular: Mesiha Yelda, Muzaffer Tema, Reşit Akif Gürzap, Cahit Irgat, Atıf Avcı, Türkan Can, Gülay Onurkan 

Konu: Saip Paşa İzmir'in önde gelen tanınmış kişilerinden, belediye başkanlığı yapmış birisidir. Saip Paşa' nın yeğeni Hüseyin Kenan dayısının zoruyla mühendis olmuş daha sonra annesinin dükkânını satıp Avrupa'ya müzik eğitimi almaya gitmiştir. Güzel keman çalan Hüseyin Kenan müzikteki yeteneğini batı dünyasına kabul ettirmiştir. Dayısının ısrarıyla çocukluğunun geçtiği şehre, İzmir'e gelir. Saip Paşa vaktiyle haylaz bir oğlan diye bildiği Hüseyin Kenan'la şimdi övünmekte, ziyafetler düzenleyerek bu ünlü besteciye yakınlığını göstermekten zevk duymaktadır. 

Hüseyin Kenan yaz bitince İstanbul'a döner. Niyeti Prenses Cavidan'la evlenmektir. Hüseyin Kenan prensesin Mısır'a gittiği sırada tekrar İzmir'e döner. Orada Lamia ile aralarında yakınlaşma başlar ve Lamia'ya sahip olur. Daha sonra Lamia ile evlenmek istediğini söyler. Fakat Lamia, bunu vazife icabı yaptığını düşünerek evlenme teklifini kabul etmez. Lamia hamileliğini üç ay sonra öğrenir ve intihar etmek ister. İntihardan kurtarılır, Kütahya'ya akrabasının yanına gönderilir. Lamia kızı Mekrube'yi orada doğurur. Hayli maceralı geçen günlerden sonra birisiyle evlenir. Bu sırada kocasının yeğeni Doktor Vedat Kütahya'ya gelir. Lamia Hüseyin Kenan'ın Prenses ile evlendiğini Doktor Vedat'tan duyar. Lamia kocasından ayrılır. Vedat onunla evlenmek istese de reddeder. Kızıyla İstanbul'a gelir. Kısa bir süre sonra Vedat da İstanbul'a gelir. Bir gün Vedat'ın muayenesinde Hüseyin Kenan'la Lamia karşılaşır. Hüseyin Kenan Lamia'yı sevdiğini geç fark etmiş evlilik hayatında muylu olmamıştır. Vedat'ın Lamia ile evleneceğini duyan Hüseyin Kenan intihar eder ve Lamia'ya kavuşamaz.

BİR DAĞ MASALI (1947) "Reşat Nuri Güntekin"

 

Yönetmen Senaryo: Ömer Turgut Demirağ, Operatör Cezmi Ar,

Yapım: And Film/Turgut Demirağ 

Oyuncular: Kadri Eroğan, İsmail Galip Arcan, Nevin Aypar, Perihan Yanal, Vahi Öz, Muharrem Gürses, Halit Akçatepe, Ekrem Gökkaya, E. Sabri Gülener, Cemal Erol… 

- Müfettiş Nuri, hakkında şikâyet bulunan köy öğretmeni Ahmet ile ilgili soruşturma yapmakla görevlendirilir. Köye doğru yola çıkan Nuri, yolda bir kaza geçirir. O sırada şans eseri orada bulunan Ahmet, müfettişi kurtarır. Öğretmenin evinde kalmaya başlayan müfettiş, yapılan ihbarlarla ilgili araştırma yapmaya başlar. Bu süreçte ihbarların asılsız olduğunu anlayan Nuri, köylülerle öğretmenin arasının çok iyi olduğunu fark eder. Zamanla Ahmet'in geçmişine yönelik daha fazla şey öğrenen müfettiş, öğretmenle dost olacaktır. 

 

DUVAKSIZ GELİN (1942) "REşat Nuri Güntekin"

 

 Yönetmen: Adolf Körner, Senaryo: Refik Kemal Arduman  Foto Direktörü: Necati Tözüm,  Yapım: Ha-Ka Flm/Halil Kâmil 

Oyuncular: Halide Pişkin, Naşit Özcan, Vedat Karaokçu, Şevkiye May, Hüseyin Kemal, Reşit Baran

Konu: Âşık olduğu ev sahibinin kızı Zehra uğruna boşadığı karısıyla tekrar evlenmek için araya bir hülleci koyan Hafız'ın güldürüsü.

Not: Hülle, İslam'da bir erkekle kadının 2 defa boşanıp tekrar evlenmeleri evliliklerini üçüncü denemelerinde de sürdüremeyip 3. defa da boşanırlarsa tekrar evlenmeleri yasak olduğundan, başka biriyle anlaşmalı evlenip kısa süre (örneğin 1 hafta) evliliğinin sürüp boşanmasının ardından tekrar süresini bekleyip eski kocası ile evlenmesi şeklinde terim olarak meşhur olmuş hukuki hile şeklidir. Bu uygulama İslam'a uygun olmayıp evlilik yasağını hile yoluyla delme anlamında kullanılan bir terimdir



 Reşat Nuri Güntekin'in "Hülleci”  isimli romanından

TAŞ PARÇASI (1939) "Reşat Nuri Güntekin"

 



Yönetmen-senaryo: Faruk Kenç, Operatör: Necati Tözüm, Yapım: Ha-Ka Film/Halil Kâmil

 Oyuncular: Nevzat Okçugil, Suavi Tedü, Nebahat Balta, Seniye Baran, Mehmet Karaca, Mürvet Ağlatan, Sıtkı Akçatepe  

Konu: Üvey annesinin bir başka erkekle ilişkisini öğrenip bunu babasına haber veren bir gencin öyküsü. Bu filmde ana fikir olarak; Kadının ihaneti, kocanın kusuru, haklı gösterilmekle beraber bunun çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri anlatılmaktadır. 

 

ANKARA POSTASI (1928) "Reşat Nuri Güntekin"

 

 Yönetmen Senaryo: Muhsin Ertuğrul, Görüntü Yönetmeni: Cezmi Ar, Yapım: İpek Film/İpekçi Kardeşler

Oyuncular: Muhsin Ertuğrul, Neyyire Neyir, Behzat Butak, Ercüment Behzat Lav, Sait Köknar, İsmet Sırrı, Nafia Arcan, Kemal Küçük, Naşit Özcan, İsmail Galip Arcan, Vasvi Rıza Zobu, Hazım Körmükçü, Hüseyin Kemal Gürmen 

Konu: Kuvayi İnzibatiye komutanının eşi Necmiye Sultan, kocasını görmek için İstanbul'dan Adapazarı'na gelir. Konakladığı evde, Kuvva-i Milliyeci’lerin kuryesi Kudret'le tanışır. İkisi birbirlerine âşık olurlar. Ancak bir çatışmadan sonra Necmiye, Kudret'i ele vermek isteyince, Kudret'in annesi tarafından öldürülür. Kudret başka bir çatışmada yaralanınca, kurye görevini kardeşi Osman alır. Yolda Osman, nişanlısını üç zorbanın elinden kurtarır. Ancak nişanlısı vurulmuştur. Osman buna rağmen yoluna devam eder.

Edebiyat tarihimiz açısından önemi yanında, okur tarafından da benimsenen ve bir kuşağı eserleri ile oldukça etkilemiş ve geniş kitlelere ulaşmış bulunan Reşat Nuri Güntekin'den sinemaya uyarlanan ilk örnek; özgün eserlerinden biri değil de “François de Curel'in” La Terre Inhumaine'sinden “Bir Gece Faciası” adı ile uyarladığı oyunun olması ilginçtir. “İnsafsız Toprak” adlı oyun “Bir Gece Faciası” olarak uyarlandıktan sonra 1928 yılında Muhsin Ertuğrul tarafından Ankara Postası adıyla sinemaya uyarlanır. 

"Kuvva-i Milliyeciler ile çalışan bir kurye ile sonunda hedefine ulaşan bir 'taarruz emrinin' öyküsü.  Güntekin, 1. Dünya savaşında Alsace-Lonaine'de geçen öyküyü Kurtuluş Savaşı'na ve Adapazarı'na taşır, Fransız pilotu, Türk kuryeye; Alman prensesi ise Çerkez Sultana uyarlar. Ertuğrul da Senaryoyu yazarken yeni düzenlemeler yapar, kişileri biraz daha çoğaltır entrikayı zenginleştirir; bu arada Senaryo: da tutarsızlaşır.”  [1]



[1] Orhan Ünser, “Kelimelerden Görüntüye”  syf; 34